“Anamur yolları yar yar

Kayrak ta çakıllı a canım

Öyle bir yar sevdim yar, yaar

Uyarda akıllı a canım

Ben yandım aman

Sevmişim aman . “   Hüseyin Say – Silifke.

 

Eskiden, 1950 li yıllarda Anamur yolu Silifke, Gülnar üzerinden gidermiş. Daha sonra Silifke, Anamur yolu sahilden yapılmış. Hatta o dönem iki kardeş müteahhit yapmışlar. Bunlar malatya da dan gelmişler , Silifke den  de evlenmişler.  Bu dönem milletvekili adayı gördüğümüz Sibel Gazi ve Özer özel in babaları , o kayaları oymuşlar, yol yapmışlar. Şimdilerde tünel yapmaya çalışıyorlar.

 

İşte o dönem Kayrak denilen yerde tozlu yollardan araçlar gidiyormuş. Çiftler rampası şoförler için bir bela yer. Kayrak çakıllı yollardan geçmek zor. Onları 7 asırlık çınar ağacı dibinde kurulan tahta köşkler, hemen yanında yer alan akan buz gibi sular karşılarmış. Kamyonlarını, otobüslerini durudup, bir mola vermek, hele yaz gününde motorları su kaynatan araçlar.

 

Kasabı, bakkalı derken civar köylerden Çavuşlar , Dedeler den buralara gelip yerleşmişler. Koca bir köy olmuş. zaman olmuş karlı kış günlerinde çifteler rampasını , Kayrak Tepesini aşamayan araçlar burada kalmış. Evlerde sıcak sobalı odalarında konuk etmişler.

 

Aşağı ki, kayrak ta birkaç çift damı vardı. Kayrak lı Mehmet Ali ‘nin yerinde de amcam Fevzi Üçyıldız ekin ekerdi. Dağlardan kereste getirir, senit, oklava şiş yapardı. Eşi Fadime garı civar köylere götürür, buğday , un, zeytin, peynir, yağ a değişir gelirdi. Çok kez gitmiştim. Hele dağların doruklarında katran ormanına ulaşmak. Oradan Göksu vadisini izlemek çok zevkli olurdu. Kekik, iledin, katran kokusu bir birine karışır, geyikler kayadan, kayaya uçarcasına koşardı.

 

Buğdayını ekmiş, arpasını ekmiş, dağlarında keçilerini gütmüşler. Süt, yoğurt üretmişler. Onları getirip, o Kayrak köşkü yanında satmışlar. Kayrak Çoğa alanından  sonra dağların, tepelerin arasında sekilerde hem üretim yapmışlar. Taşları , kenarlarına toplayıp, duvar örmüşler. Sayvantlar yapmışlar. Zaman olmuş, yukarılarda katran iledin pürlerinden talvar yapmışlar, gün olmuş, onları toprak damlarının üstüne döşemişler. Kendilerine göre evlerinin üstünü izolasyon yapmışlar.

 

Yeni açılan Gülnar yolu bu kez , düz geçmiş, artık Kayrak köyü içere kalmış. O asırlık kavak ağacı, çeşme ve mola yeri şimdilerde öküz kalmış. Şimdilerde bilenler içeri sapıyorlar. Eski yoldan 1- 2 km gelip uğruyorlar.

 

Çınar ağacı bir ara kurumaya başlamış, yaprakları azalmış, dipleri oyuk, oyuk olmuş. Kayrak halkı akıllı, o bölgeyi torakla doldurmuşlar. Çınar ağacı tekrar kök salıp, canlanmış. 1953 yılında yapılan Taş tan yapılmış Kayrak Çeşmesi hala akıyor. Bakır tas hala orada, gelenler bakır tası doldurup içiyorlar.

 

Bir kasap, bir fırın kalmış. Yol kenarında bir kasap daha açılmış. Ama esas Kayrak Tepe de bir yörük çadırı kurmak istiyorlar. Orada sıkmalar, börekler yapılacak. Saçta kavurma yapılacak. Kayrak köyünün keçilerinin yayılım alanı çok renkli, kekikler, acı yavşanlar, hele tesbi çalıları, çaltılar, meşe ağaçları. Baharda yeşil otlar.

 

Kayrak köyünde bir un değirmeni var. Yörede ekilen sarı buğday, dığrak buğday, arpalar  burada un yapılıyor. Bulgur, düğürcük burada yapılıyor. Hala arabası ile gelip, ununu, bulgurunu alan, geleneksel kavurmasını, pirzolasını yiyip, giden insanlar var. Kasapta çig et 38 TL. pişmiş et 50 TL. ulu çınarın gölgesinde bir soluk almak, karnını doyurmak. Güzel bir anı olarak kalabilir.

 

Yıllarca Mersinde belediyede çalışıp, sendikacılık yapan Mehmet  Mavi , şimdilerde köyüne gelmiş, sulama birliği başkanlığı yapıyor. Örnek bahçe kurmuş, domates üretiyor. 1500 kök domates, tonlarca domates ürünü bekliyor. Kırmızı verimli toprak, hayvan gübresini vermiş, doğal ilaçlar kullanıyor. Örnek bir işletme kurmak istemiş. Su var, toprak var. Eken lazım. İşte köyüne bu yaştan sonra örnek olmak için uğraş veriyor.

 

Kayrak tepelerine yeni dev rüzgar gülleri dikmişler.  Karşı Toros Dağlarından gelen rüzgar, aşağıdan gelen meltem rüzgarları estikçe dönüyor, döndükçe elektrik üretiyor. Onların kenarında bellerde, tepeler ardında keçiler yayılmaya devam ediyor. Yörük çadırları elektriğini  güneş panellerinden üretiyorlar.  Keçilerin, koyunların gübresi tarlalara seriliyor. Toprak su ile buluşunca domates, biber, salatalık bütün güzelliği ile damaklar ile buluşuyor. Kırımızı toprak, o kayrak toprak ile buluşunca harikalar yaratıyor.

 

Anamur yolları artık çile olmaktan çıkmış. Çoğa alanından Gülnar’a 10-15 dakikada ulaşılır olmuş. o çiftteler rampası, o yollarda kalmak  tarihe karışmış. Ama türküler hala söylenmeye devam ediyor.

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner79