1989 yılında Salih Adası yakınlarında yıllık kapasite 30 ton ile başlayan balık çiftlikleri , şimdilerde bodrum civarında Kılıç ve Sürsan firmaları yıllık 100 bin tona  yaklaşan balık üretimlerini gerçekleştirmiş bulunuyor.

Bodrum yöresinin % 85 balık ihtiyacı bu çiftliklerden sağlanıyor. Başta Avrupa, Amerika gibi ülkelere ihracat yapıyorlar.

 Kuruluş yıllarında Sürsan  Torba koyuna, Kılıç  balıkçılık güllük koyu kıyılarına balık çiftliklerini kurmuşlar. 2004 Yılına kadar dikkatlerden kaçan balık çiftlikleri , çevreye zarar vermeye başlayınca; başta Güllük ve Torba da bulunan turizm işletmecileri ayağa kalkmışlar.

Başta gazeteci Yaşar Anter olmak üzere bir çok gazeteci bunları basına yansıtmışlar. Bu konuda haklarında dava açılmış. Ama her birinden berat etmişler.

Sonunda balık çiftlikleri geri adım atak zorunda kalmış. Sürsan ,Torba koyu dışına ikiz  ada , sahil ada civarına,  kılıçlar ise Güllük koyu dışına balık çiftliklerini taşımak zorunda kalmışlar.

Çevre baskısı, turizmcilerin çalışmaları karşısında ayakta kalabilme için arkalarını yaslayacak kişilere ulaşmışlar.

Bodrum da sorunlar başlayınca , yeni yer aranmaya başlamış. Kıbrıs ve Mersin en gözde yer. Gözden de çıkarılmış. Termik santral, çimento fabrikaları, nükleer santral derken, bir de balık çiftlikleri olsun demişler.

Silifke yakınlarında Tisan Adası, Mavikent, Boğsak ; üç yerde de turizm alanı ilan edilmiş üç koy. Ama balık çiftlikleri burada düşük maliyette ve verimli olacak. Orada yaşayan halkı düşünen mi var. Yatçılar, balıkçılar.  Oysa Balık Çiftlikleri kıyı sınır çizgisine 2 mil ötede kurulması lazım.

 

Mavi kentte yaşayan dostların telefonu ile balık çiftliklerinin kurulacağını öğrendik. Çevreci dostlar devreye girdi. Mersin kamu oyu ayağa kalktı. Çevre Bakanı açıklama yaptı.

“ Balık çiftliklerine izin vermeyeceğiz.”

İzin alan kim ki, başladılar bile. 

Balık çiftliklerine ön ayak olan Mersin liler ‘e seslenmek istiyorum. Bodrum un yaşadıklarını Mersin neden yaşasın. Başlamadan bu işi bitirmek lazım. İzin vermeyelim.

Örnek mi istiyorsunuz? Gelin Bodrum a görün, ondan sonra karar verin.

Bodrumda ses getiren  Yaşar ANTER – in haberini  tekrar paylaşmak istiyorum. Bu yürekli gazeteciyi de kutluyorum.

“BODRUMDA BALIK ÇİFTLİKLERİ

Muğla'nın Bodrum İlçesi'ndeki Güllük Körfezi'nde üretim yapan balık çiftliklerinin Torba, Güvercinlik, Göltürkbükü koylarında aşırı kirliliğe yol açtığını belirten turizmciler, acil önlem alınmasını istedi.

Bodrum Profesyonel Otelciler Derneği (BOYD) Başkanı Serdar Karcılıoğlu, turizmcinin de balık çiftliği işletmelerinin de haklı olduğu konular olduğunu belirterek, devletin acil olarak bir politika belirlemesi gerektiğini kaydetti.

Güllük Körfezi'nde kıyılara yakın bölgede üretim yapan balık çiftliklerinin yem, atık madde ve balık dışkısı atıklarının beş yıldızlı otellerin bulunduğu koyları çöplüğe çevirdiği gerekçesiyle turizmciler Torba Güzelleştirme ve Koruma Derneği'nin mahallede düzenlediği toplantıda bir araya geldi. Dernek Başkanı Sencer Kaygusuzer başkanlığında düzenlenen toplantıya BOYD Başkanı Serdar Karcılıoğlu, Bodrum ve Muğla Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi CHP'li Mustafa Saruhan ve otel yöneticileri katıldı.

İkiz adalar ve Sahil adası etrafındaki balık çiftliklerinden bırakılan yem ve katı atık maddelerin beş yıldızlı turistik tesislerin bulunduğu koylardan çıktığını belirten Torba Güzelleştirme ve Koruma Derneği Başkanı Sencer Kaygusuzer, "10 yıl önce bu koy cennet gibiydi. Mavi bayraklı koyumuz balık çiftliklerinden kaynaklanan kirlilik tehditi altında. Binlerce ton çiftlik balığı, akıntının ve derinliğin yeterli olmadığı ortamda yetiştiriliyor. Bu balıkların yüzlerce tonluk dışkısı denizi öldürüyor. Akıntı ve derinlik yeteri kadar olmadığı için dışkı, üretimden kaynaklanan materyaller denizi gün geçtikçe daha da kirletiyor. Çevreye yakın yerlerde dalış yapan arkadaşlarımız artık neredeyse deniz dibini göremediklerini, pislikle kaplandığını söylüyorlar. 50-60 tonluk kapasiteyle başlayan üretim bugün binlerce tona ulaştı. Böylece kirlilik inanılmaz hızla artıyor. Denizimiz tamamen ölmeden gereken yapılmalı, acil önlem alınmalı" dedi.

"BİR DEVLET POLİTİKASI OLMALI"

BOYD Başkanı Serdar Karcılıoğlu ise turizmcinin ve balık çiftliği işletmesinin ayrı ayrı dinlenildiğinde haklı olduğunu dile getirdi. Çiftliklere devlet tarafından yer gösterildiğini kaydeden Karcılıoğlu, "Ancak bu durum denizimizi kurtarmıyor. Yıllardır dediğimiz gibi acil olarak konu devlet politikası haline getirilmeli. Norveç, Yunanistan gibi ülkelere bakılmalı, bu ülkelerin sorunu nasıl çözdüğü araştırılıp uygulanmalı. Belki de sorunun çözümü çok basit tekniklerle mümkün. Turizmcilerimiz Turizm Bakanlığı'na durumu anlatarak çözmeli ve birlik olmalıdır. Biz BOYD olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız" dedi.

Toplantıya katılanlara son gelişmeler hakkında bilgi veren Bodrum Medya Grubu yöneticisi Alp Arbak ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, denizde kurulu balık çiftliklerinin çevresel etkilerini belirleyecek bir çalışma ve proje başlattığını hatırlatarak, "Projeye göre denizlerde, balık çiftliklerinden kaynaklanan çevresel etkiler belirlenecek. Alınacak önlemlerle denizlere uygun izleme-kontrol programı oluşturulacak ve yönetim sistemi ortaya konulacak. Proje sayesinde balık çiftliklerinin plansız ve denetimsiz yönetimine son verilecek. Balık yetiştiriciliği faaliyetleri için çevresel açıdan uygun olabilecek yer özellikleri belirlenecek. İşletmelerin, başta AB ve Akdeniz ülkelerinde olmak üzere dünyada sürdürülen uygulamalar dikkate alınarak faaliyet göstermesi sağlanacak. Bu projenin 2 yıl içinde bitirilmesi planlanıyor ve bütçesi 1 milyon 475 bin lira" diye konuştu.

 

Turizmciler en kısa zamanda Bodrum Kaymakamlığı'na konuyu ileteceklerini ve devletin konuyla ilgili yaptığı son çalışmaları öğrenip çalışmaya başlayacaklarını söyledi.

Yaşar ANTER/ BODRUM (Muğla),(DHA)-              “




Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.