Zengin  bir bölgenin yaşayan vatandaşları olarak, potansiyelini yeterince kullanamayan, gelişme yolunda bu potansiyeli harekete geçirememiş bir toplumuz, maalesef.

Bu imkanların sağlayabileceği sosyal ve ekonomik gelişmişliğin çok uzağındayız.

Bizden bir şey olmaz, biz çözemeyiz , birisi yapsın biz takip edelim modunda yaşıyoruz.

Bu ve benzeri cümleleri hepimiz tekrarlıyoruz da, bir türlü potansiyelimiz doğru dürüst kullanmak için adım atmayı düşünmüyoruz..

Anamur, Silifke, Mut, Gülnar, Bozyazı, Erdemli her biri ayrı zenginlikleri barındıran ilçelerimiz, Tarsus, Mersin, Mezitli  çok farklı zenginliklere ev sahipliği yapıyor.

Yeterince tanımadığımız ve değerlendirmediğimiz bölgemiz.

Başta TADOG gezi grubu olmak üzere, POYRAZ gezi grubu, MUT ÇITLIK gezi grubu, MERDOG gezi grupları olmasa  neredeyse bölgemizin doğal yaşamını yabancı kalarak bir ömür geçireceğiz.

Neyse ki bu gruplar aracılığı ile bir çok bölge yürüyüş yolu haline geldi, Taşeli bölgesi adeta kendini yeniden keşfetti.

Paylaştıkları fotoğraflarla  birçok insanı doğal yaşam imrendirdi, tarihine ve kültürel  varlıklarını ziyaret ederek, deneyimlerine  bizleri ortak ettiler.

Bölgemiz her alanda zengin potansiyele sahip;

•          Öncelikle Akdeniz’e olan uzun kıyısı ve barındırdığı doğal limanlarla  , turizmin bakir alanı.

•          Yeterince düzenlenmemiş, hikayeleri anlatılmamış ,tarihi derinliği  ve zenginliği  ile turizm açısından potansiyel çekim merkezi

•          Yiyecek ve içecek kültürü ile, ulusal bazda  birçok il dahil ilk beşe girecek , uluslar arası alanda bir çok ülkeden zengin, gastronomi potansiyeli,

•          Müzik,folklör ve el sanatları ile bölgemizde yaşamış kültürümüze ait iddialı bir birikime sahibiz.

•          Sağlık turizmi açısından, doğal şifalı bitkilerin yetişme merkezi, deniz ve kum ruhsal ve bedensel rehabilitasyon ortamı, Zengin oksijen ile klima terapi merkezi olma özelliğine sahip.

•          Kumkuyu, Taşucu, Yeşilovacık,Bozyazı  gibi limanlar ve bunlara yapılabilecek ek limanlarla Doğu Akdeniz yat turizmine çok yüksek katkı sağlayabilecek liman imkanlarımız

•          Mersin’le birlikte organize olarak CRUİSE gemilerinin uğrak limanları haline gelebiliriz

•          Deniz yolu kadar kara yolu ile de çok önemli stratejik bir bölgedeyiz. Bugün Taşeli bölgesinde yurdun önemli bir kısmına bağlantı veren şehirler arası Otobüsle yolcu taşımacılığı imkanına sahibiz

•          Ülkemizin ve Avrupa’nın turfanda ve normal yaş sebze ve meyve üretimin ağırlık merkeziyiz.

•          Zeytinin, kayısının, çağlanın, muzun, çileğin, domates dahil her türlü sebzenin, üzümün ilk çıktığı ve talep gördüğü önemli bir tarım alanına sahibiz.

•          Türk kültürünün doğal yaşamı yörük  göç bölgesi olarak halen göçebe olan sarı keçili yörüklerinin  kışlama merkeziyiz.

•          Mermer ve Diğer sanayi bölgelerimiz de gelişiyor.

Peki bu kadar zengin potansiyelimiz var da neden bunu yeterince kullanamıyoruz?

•          Potansiyelimizi biliyoruz ama ne anlama geldiği konusunda yeterince kafa yormuyoruz

•          Önce kendimiz harekete geçmemiz gerekirken, hep başkalarının önder olmasını bekliyoruz

•          Taşeli bölgesi olarak bölgemizi bir bütün olarak değerlendiremiyoruz.

•          İlçelerimiz beraber olup ülke ve dünya yaşamı adına büyük projeler üretme yerine, bölgesel projelerle kendimizi sınırlandırıyoruz

•          Deniz kıyısında olmamıza rağmen denize yeterince yüzümüz dönük değil. Deniz kültürümüz; turizm, sağlık, taşımacılık, turizm  açısından yeterince  gelişmemiş.  Adeta sırtımız denize dönük.

•          Yöneticilerimiz arasında denize giren, denizde etkinlikler geliştiren yeterince bir heves yok.

•          Turizmdeki gelişme süreçlerini, yönetmek ,geleceğini planlamak yerine , gelişmeyi kendi haline bırakmış bir haldeyiz. Onun için bölgemizde turizmin kalitesi ve katma değeri çok düşük.

•          Tarım hak ettiği yerde değil Balıkçılık bilinçsizce yapılıyor, Limanlarımız etkin olarak kullanılamıyor

•          Dünyada ve ülkemizde gelişme trendlerini takip etmiyoruz. Gelişen dünya talibine bunun için yeterince vakıf olamıyoruz

•          Politikaya bakış açımız; ortak paydaları geliştirmekten çok farklılıklara takılıp gerek parti içi gerek partiler arası işbirliği yok denecek kadar az. Bu DURUM, Bölgeye atanan üst düzey bürokratların da etkin bir şekilde hizmet etmesini engelliyor.

•          Sivil toplum örgütlerimiz son zamanlarda önemli girişimlere imza atmalarına rağmen tatmin edici çözümler , kaliteli taleplerle halka ve iş dünyasına önderlik yapamıyor.

Peki çözüm ne?

•          Öncelikle çözümü başkalarından beklemeyeceğiz, çok basit de olsa talepler kendi aramızda konuşmak seviyesinden çıkarıp muhatabına yazılı bir şekilde ileteceğiz.

•          Üyesi bulunduğumuz siyasi partileri kuru kuru desteklemeyeceğiz, taleplerimiz onlara ileteceğiz ve takip edeceğiz.

•          Kent konseyi, odalar, dernekler, siyasi partiler gibi örgütlerde mümkün olduğunca görev alacağız

•          Sivil toplum örgütleri olarak özellikle sanayi odası, ticaret odası, dernekler olarak Taşeli bölgesini bir bütün olarak ele alıp işbirliğimizi geliştireceğiz.

•          Bölgenin gelişim dinamizmi için bölgesel rota belirlenecek, özellikle Bütçe zamanından önce En geç eylül ayında devletten isteğimizi projelendirip , dosyalar halinde devlete vereceğiz.

•          Bu sivil örgütleri olarak parti gözetmeksizin bütün Bölge milletvekillerimizle bu projelerimizi paylaşacağız, Muhalefet ve iktidar olarak dosyalarımızı onlara zimmetleyeceğiz.

•          Projelerimizi aynı zamanda halkımızla da mümkün olduğunca anlaşılabilir seviyede paylaşıp, onların da katılımını sağlayacağız.

•          Projeleri mümkün olduğunca her yıl geliştirerek güncelleyeceğiz. O zaman yaşayan  projelere sahip oluruz.

 

 

Bence hangi projeler olmalı;

•          Bölgede butik otelcilik geliştirilmeli,

•          Tarım ekim ve geliştirme planları yapılmalı, kaliteli ve erken üretim için ödüller verilmeli

•          Tarım alanında bilimsel araştırma ve Tohumculuk geliştirme projesi

•          Özellikle zeytin muz  gibi ürünlerin sadece üretimi değil , yaşama ve hayata faydası kültür el hale getirilip bütün ulusla paylaşılmalı. Bu konuda paneller yarışmalar düzenlenmeli

•          Tarihi ve kültürel değerlerimizin tamamı hikayeleştirilmeli

•          Esnaf ve iş adamlarımızın bütün sektörlerde iş birliği sağlanma ve ekonomide katma değer sağlama  projesi

•          Turizm için TURSAB, ve TUROFED Seyahat ve Otelcilik Çatı organizasyonlarının bölgemizle ilgisini kuvvetlendirmeli

•          Limalarımızı  hızla yat turizmine uygun hale getirme ve yeni limanların projelendirilmeli, devletten talep edilmeli

•          Otoyol projesini Antalya’ya kadar uzatma,

•          Demiryolu ve Hızlı tren ve her projeyi sürekli gündemde tutma

•          Sarıkeçili göç yolunu doğal turizm yolu haline getirmek

•          Çevresel tahribatlara karşı bilinçlendirme projesi

•          Dağ köylerimizi tarım, ekonomi ve turizm olarak sahille senkronize etme projesi.

•          Yöresel el sanatlarını ekonomik değer üretecek hale getirmeliyiz,

•          Yöresel lezzetleri ve ürünleri doğallığı bozulmadan, sağlıklı bir şekilde pazara sunmanın yolunu açacak projeleri özendirmeliyiz

•          Genç insanların ; lise ve üniversite gençliğinin bölgesel konularda duyarlı hale getirilmesi.

•          Bölgemizde yetişen doğal şifalı bitkiler kataloğunun hazırlama projesi

•          Bölgesel yürüyüş yollarını kataloglaştırma,

•          Deniz sporlarını geliştirme projesi

•          Ülkede basının, ünlülerin bölgemize ilgisini arttırma projesi

•          Bölge dışında yaşayan insanları ve yeteneklerinin bölgemize kanalize edilmesi. Bunun için ödüller, paneller, kongreler yapılarak sürekli olarak bu insanların bölgesi ile bağı kuvvetlendirilir.

•          Komşu turizm bölgeleri ile organik bağları geliştirici aktiviteler yapma,

Elbette birçok, her an yeni bir proje üretilebilir. Yaşamımızda keşfedilmeyi bekleyen o kadar çok sır var ki. Belki de bunların çok önemlileri bölgemizde barınıyor.

Yeryüzü  cenneti bölgemizi korumak, geliştirmek  bölgemizi çok daha değerli hale getirmek bizlerin görevi. Bunu başkalarından beklemek  çok büyük bir saflık olur. 

Başkalarının hazırladığı senaryolarda figüran olmak istemiyorsak, kendi senaryomuzda baş rol oynamaya talip olmalıyız.

Bunu yapabilecek yeteri kadar insan kaynağımız var, yeteri kadar istekli değiliz.

Yapılamayacak hiç bir şey yok. Sadece olmazları söylemek yerine nasıl olacağı konusunda kafa yormamız gerekiyor. Çözümleri, önerileri ortaya koymamız gerekiyor.

Bu hareketi Valilik başlatabileceği gibi kaymakamlık, Büyük Şehir belediye Başkanlığı, İlçe Belediye başkanlığı da başlatabilir. Sivil Toplum örgütlerimiz önemli görevler alabileceği gibi, her hangi bir vatandaşımız da hareketi başlatabilir. Yeter ki isteyelim.

Sorunlardan korkarsak gözümüzde büyür, sorunları çözmek için adım atarsak sorun her attığımız adımda küçülür.

Yeter ki adım atalım.

 

 

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.