COCAK – CEHENNEM DERESİNDE YURT KURMUŞLAR

Süveyş kanalı ve demir yolu projeleri için kereste lazım. İçel, Adana yöresinde önce Hacı Paşalar , sonra devlet, ya da İş Bankası orman da kesim yaptırır. Bu işi herkes yapamaz. Gazi Antep İslahiye den Çanakkale ye kadar dağarda çalışan orman işçileri, Tahtacılar a ulaşırlar. Oba, oba gelirler, Aladağ Pos ormanlarında, Pozantı , Nergislik bölgesinde ve Taşucu yöresinde Bolacalı nahiyesinde küme, küme çalışmalar olur.

İşte bu hafta konuk olduğumuz Kızılkaya Tahtacı obası, 1900 lerin başında Alanya Sapadere den çıkıp, Pos ormanına gitmişler. Sonra Bolkar Dağı eteklerinde Cocak Deresi, Cehennem Deresinde Katran, Çam ormanlarında kesime başlamışlar. 1935 yılında buraya gelen yaklaşık 8 aile , büyümüş, başka yörelerden gelen obalarla birlikte yaklaşık 350 hane burada çalışmış. Katran, çamlar kesilmiş, lata olmuş. Irmağın coşkun sularına bırakılan latalar, Tarsus tan deniz yolu ile mısır a taşınmış.

Mersin Toroslar ilçesinin son mahallesi, bundan sonra Alanya mahallesi var. Cehennem deresi vadisinin üstünde 1200 rakamlı yerde dağın başına köy kurulmuş. 75 haneye kadar çıkmış. Bu günlerde köy boşalmış. Okumaya gitmişler, Mersin, Tarsus a çalışmaya gitmişler. Ama köyde hala kalmaya devam eden yaşlılar var. 1940 lardanm 1964 yıllarına kadar orman kesimi devam etmiş.

Kızılkaya bir Tahtacı köyü, dedeleri İslahiye Kabaklar  Aydınlı Hacı Emirli ocağından gelmiş. Onlar kendilerini bekçi olarak tanıtmışlar. Kimisi kokucu, kimisi çerçi. Dağ başlarında ibadetlerine devam etmişler.

Osmanlı dan bu yana devam eden asimile çalışması istemi hortlamış, köye cami yaptırmaya karar vermişler. Köylü ayağa kalkmış. Cami Yaptırmama örgütü bile kurmuşlar. Elektrik Mühendisi Hüseyin Koçak ise;

“Cami Yaptırmama Derneği Başkanıyım” diyor.

Seslerini duyurmaya çalışıyorlar. İşte Mersin Cem evine gitmişler, yardım istemiler. Onlar da Şube Başkanı Hasan Kılavuz dede bir otobüs ile Hızır Ellez Şenliği davetlerine  TV- 0 ekibi ile birlikte gelmişler. Biz de Silifke ‘den geldik.  Üç gündür yağan yağmurun oluşturduğu çamur bizi karşıladı. Yol asfaltlama çalışması da devam ediyor. Önce Hüseyin Kara nın tahta konağında konuk ettiler. Kömbeler, çörekler pişmiş, Hasan Kılavuz dede , hayırlısını verdi lokmalar yendi, sazlar çalındı. Yağmur durunca, çamur demeden, yakılan şenlik ateşinin etrafında Mengi oynandı, Halay çekildi, samahlar dönüldü.

KızılkayaTepesinin başında Hüseyin Kara bir çiftlik kurmuş, hizar kurulmuş. Yazlık evler yapılıyor. Bir davet var. Bu köy sizlerin köyü, ekmeğinizi alın gelin , her şey hazır. Konuk olun. Bir yanda Kızılbağ, Ayvagediği, aşağılarda cehennem deresi, karşıda Namrun;  Bolkar Dağları size bakıyor. İki günde yeni yağan kar ile beyaza  bürünmüş.

Cehennem deresi kenarında orman yolları yürüyüşçüleri bekliyor. Doğa cömert burada. Dost eli uzanmış. İnançlarını özgürce yapmak için dağların tepesinde köy kurmuşlar. Bırakınız inançlarını yerine getirsinler. Ama ille cami de ibadet yapacaksınız derseniz,

“bizim Alimiz var diyorlar.

Ey egemen olan Vahabiler, bu sevdadan vazgeçin, Kızılkaya ya cami değil, cem evi yapın. Okul yapın. Hastane yapın.

 Kaynak :

1.         Aşık İsmail Kara,

2.         Hilmi Dulkadir ‘in 1991 yılında İsmail Göksel ile yaptığı görüşme.

3.         Hüseyin Koçak

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.