Silifke’nin yetiştirdiği değerli bir iş adamı Güven Kemal Persentili

15yaşında ticarete atılmış, ailesine ve memleketine layık bir evlat olmayı başarmış, devletine vergi rekortmeni olarak destek sağlamış, annesi için bir camii, babası için bir okul yaptırarak dualar almış, evlatları için güzel bir gelecek hazırlamış, doğup büyüdüğü memleketi için pek çok yatırım yapmış bir isim Güven Kemal Persentili.

Silifke’nin yetiştirdiği değerli bir iş adamı Güven Kemal Persentili

Kendisini yıllardır tanırım ve her zaman için ticari ahlakını ve insana verdiği değere hayran kalmışımdır. Röportaj teklifini ilk götürdüğüm zaman, kendisinin de bir gazeteci kimliği olduğunu ve bu yaşına kadar hiçbir gazete ve dergiye özel bir röportaj vermediğini de öğrendim. Benim için güven kapılarını açan Sayın Güven Kemal Persentili’ye çok teşekkür ediyorum. ‘Hayat felsefem, İnan, Çalış, Güven’dir’ diyerek bu felsefeyle hareket ettiğinin altını çizen Persentili, ‘Unutmayın aldatılan her müşteri kaybolan büyük bir servettir’ diyerek

başarı dolu ticari hayatından küçük tüyolar veriyor.

Güven Kemal Parsentili ile yaptığım söyleşimin içinden hayata bakışı, iş ahlaki,

kişisel duruşu ve en önemlisi söylemleri ve eylemlerinin bu kadar bütünleşmesindeki

sırrın ne olduğunu merak ettim. Öncelikle sayın Persentili’nin kendisini kısa bir cümlede anlatmasını istedim ve işte kendi ağzından dökülen cümleler; Ben Güven Kelam Persentili, Silifke nüfusuna göre 75 yaşındayım. Ortaokulu Silifke Taş binada okudum, yani şu anki Silifke Lisesi’nde okudum. 6 erkek kardeşin en küçüğüyüm. Babam İstiklal Savaşı’nda Sakarya Meydan Muharebesinde İzmir’e giren Türk ordusunun meydan Süvarisidir. Okuduğundan dolayı babama Subay Ünvanı da verilmiş. Yani İstiklal Savaşı Gazisi Osman Sami Persentili’nin oğluyum, annem ise Sarıbeyoğlu Ailesinden Emine Persentili’dir. Ben doğduğum andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti bir nüfus cüzdanı verdi, vatandaşı oldum, sonra okuyacaksın dedi ilkokulu ortaokul liseyi Üniversiteyi okudum, askerliğini yapacaksın dediler yedek subay olarak Askerliğimi yaptım, kazancından vergi ödeyeceksiniz dediler.

Türkiye’de dereceler aldım.

İstanbul’da Beşiktaş’da vergi birincisi oldum.

Aslen Silifkeliyim ama iş yerim Beşiktaş’ta ve üç- beş kez vergi birincisi olurken ayrıca Türkiye 35. si oldum. Vatanıma, devletime faydalı bir vatandaş haline getirdim kendimi, kazancımdan paylaşımlar yaptım. Babam Rahmetlik Gazi Sami Persentili adına okul ,  Annem rahmetlinin adına Cami yaptırma kısmeti verdi Allah bana . Onlara da evlatlık vazifemi yaptım. Devlet bana pasaport verdi, pasaportla dünyanın çok yerine gezdim şerefle ülkemi temsil ettim. Şu anda yaptığım iş ise bütün şirketleri mi devrettikten sonra pürüzlü arazilerin var. Onların sınırlarını tespit ettiriyorum. Silifkem’i çok seviyorum. Doğduğum yer olması münasebetiyle hep aklımda Burası var. Yıldızlara baktığım zaman çocukluğum geliyor, Silifke’m geliyor aklıma. Allah bana verdi bende elimden geldiğince paylaştım. Burada bazı öğrencilerim oldu kimisi Doktor, Kimisi eczacı oldu şuan. Onlara kazancından fedakârlık yaparak burs vermeye çalıştım. Küçük yaşta babamı kaybettiğim için onun gösterdiği izde ve gitmeye çalıştım. 14 yaşındaki bir çocuğun büyüyüp bir şeyler yapabileceğini gösterdim. Doğduğum memlekete de faydalı olmaya çalıştım. Allah’ın izniyle nasip ettiği şeyleri de güzel değerlendiriyoruz tasarruflu bir yaşadığımız var, mütevazi bir yaşantı sürüyoruz. Siz de Silifke’de tanıyıp saygı ve sevgi duyup takdir ettiğim değerli bir şahıssınız. Sizin “Silifke’deki en büyük yardımcılarım Yeğenim Derya Persentili ve Bünyamin Şahin” sorularınıza cevap vermekten de oldukça memnun.

-Pek çok iş sektöründe ticaret yaptığınızı biliyoruz, birkaç örnek verebilir misiniz?

- Evet çok fazla sektörde ticaret yapma şansı buldum.

Mesela otomotiv sektöründe hizmet verdim, Terazi fabrikasının ortaklığında bulundum. Türkiye’nin ilk Butik otellerinden birini Bodrum’da yaptırdım. Yine Taşucu’nda bir butik otel aldım ve hala faaliyet durumunda. Oteli yabancıya gitmesin diye aldım. Her zaman söylediğim ve savunduğum bir söz vardır, Ben yatırımı yaparken alırken de satarken de %5

kaybettiğimi düşünerek hareket ederim. Yani bir yer almak ve satmak istiyorsan %5 aldanmayı kabul edeceksin. Ticaret böyle bir şeydir. Unutmayın ki aldatılan her müşteri

kaybedilen büyük bir servettir.

- Tarımda da örnek projeleriniz olduğunu biliyoruz. Anlatabilir misiniz?

-Tarımda tabiki varız. Onda da örnek olacak şekilde bahçeler yaptık, Yüzlerce dönüm arazinin sınırlarını tel telle çevirdim. İleride bir pürüz yaşanmasın diye. Düşünün

yüzlerce dönüm arazi bahsettiğim. Bu arazilerimizde örnek meyveler seralarda ve açıkta

yetişiyor.

-Sizin için turizm ne anlama geliyor?

-Turizm o ülkenin, O şehrin tanıtımıdır, Dünya insanları artık ülkelerinden çıkıp merak ettikleri tarih deniz hava gibi pek şeyi bulabiliyor, gezebiliyor. Anadolu Türklerin şanslı memleketidir. Bana göre çok şanslıyız. Türk milletinin en büyük şansı Anadolu’dur, Avrupa’ya uzanıyoruz, yani nasıl anlatayım çok memleket gezdim, müthiş bir ülkeyiz ama çok değerlendiremiyoruz. Değerlerimizi gün yüzüne çıkartmak ve sahip olmak önemlidir. Bu konuda vatanın bütün evlatları sorumludur. Korumak sahip çıkmak ve tanıtımına katkıda bulunmak. Bugün dünyanın neresi olursa olsun gidip görebiliyoruz, dünya ülkesi insanları da

bizim ülkemize gelebiliyor. Bu turizm için büyük bir şanstır.

 

‘Tecrübe okulların en iyisidir orada herkes bir şey öğrenir’

 -Size ait olan bir sözü hiç unutmuyorum, dediniz ki, ‘Tecrübe okulların en iyisidir orada herkes bir şey öğrenir’ bu cümleyi biraz açabilir misiniz?

-Şöyle anlayım bu cümlemin

gerekçesini, Ben Ortaokulu bitirdikten sonra 4 sene okumadım. 4 sene o yaşta yani 14-15 yaşlarında ticaret yaptım, kumaş mağazamız vardı. 4 sene bu alanda başarılı olduğumu gördükten sonra yaşıtlarım üniversite giderken ben liseye yazıldım okumaya başladım. İlk yıl yatılı okula gittim, sonra özel liseyi giderek liseyi bitirdim. Benim akranlarım ikiye üçe geçti ben üniversite sınavına girdim. 2 fakülte birden kazandım, Hem hukuk, hem İktisat fakültesi. İktisatta geçmeyi tercih ettim, okudum. Gazetecilik Enstitüsü vardı orayı da bitirdim. Onun için sizin mesleğin zorluklarını anlayabiliyorum. Onun için gazetecilerin kıymetini biliyorum. Onun için fotoğraf çekimlerinin nasıl olacağını bilirim yorumlayabiliyor size yardımcı oluyorum. Okulları bitirdim fakat bürokrat olmayı hiç tercih etmedim. Hani sordunuz ya Tecrübe okulların en iyisidir orada herkes bir şey öğrenir cümlesi ne diye işte bu anlama gelir.

Yani tecrübe çok önemlidir. Ben üniversiteyi bitirmeden önce ticari hayatta o kadar çok tecrübe edinmiştim ki hiçbir zaman bürokrasi olmayı düşünmedim. En iyi bildiğim işi ticareti tercih ettim. Burada sizlere bir sözüm daha olacak, unutmayın ki ticarette akıllı olmak çok önemlidir, zekayı akıl yönetir, zeki olmak değil akıllı olmak önemlidir. Ticarette her zaman

yedek akçe ile çalışacaksınız. Borç iyi gün beklemez, alacağına güvenip borç yapmayacaksın, her zaman ama her zaman yedek akçen olacak. Yani daima defansta duracaksın. Her şeyin başı doğruluktur. Dürüst olacaksın, yapamayacağın sözü vermeyeceksin. Her zaman zararla

karın ortak olduğunu unutmayacaksın. Eskiye ağlarken yeni fırsatları kaçıracağını unutmayıp hep önüne bakacaksın. Başkasının parasına saygı duyacaksın. Para çok kutsaldır. Emekle kazanılan paraya saygı duyacaksın. Vereceğin hizmete alacağın hizmette de saygı duyacaksın. Asla başkasının hakkına ve emeğine saygısızlık etmeyeceksin. Ticaretin böyle kuralları vardır. Bunlara uyabilirsen her zaman kazanırsın tıpkı benim gibi.

 -Çok para helal kazanılmaz derler, doğrumu sizce?

-Ben öyle düşünmüyorum. Aksine çok para helal ile kazanılır. Haram kazanılan para kısa zamanda yok olur. Başarısız olan kişi ne zaman ki bir başkasının malına canına laf söyler ki kendi kaybeder. Bir söz söyleyeceğim. Atatürk siyasi anlamda diplomatik anlamda Türkiye’nin bir numarası ise Vehbi Koç’ da ticarette öyledir benim için. Türkiye ticaretinin ilk adamıdır Vehbi Koç. Dürüstlükten kaybettiğin zaman odlumu ağlamayacaksın ama tedbirli

dürüst olacaksın yinede dürüst olacaksın. Allah dürüst olana çok çalışana hakkını

verir. Laiklik bize Atatürk tarafından bahşedilen en büyük mirastır. Laiklik bize Atatürk tarafından bahşedilen en büyük mirastır. Laiklik ilkesine sahip çıkalım. Ülkeleri ayakta tutan Laiklik ipi hep sağlam bir iptir, ülkeleri gelişmesine yardımcı olan en sağlam iptir laiklik , paylaşımda onun içindedir, kardeşlik de onun içindedir , sevgide onun içindedir, dürüstlük te

onun içindedir, hepsi onun içindedir. Ona çok iyi sahip çıkalım.

-Babam için okul, annem için cami yaptırdım dediniz, yaptırmadan önce küçük hikayesi var bize anlatabilir misiniz??

-Evet Babam için camii, annem için okul yaptırma şansım oldu. Benim saçımda beyaz yokken (1983’te) çocuklarımın ve eşimin rızkından kısarak yaptırdım. Doğup büyüdüğüm Kapızlı –Susonoğlu’nda o zaman ki adı Persentili Mahallesi’nde annem adına bir camii yaptırdım. Bir gün bayram namazı için camiye gitmiştim. Orada rüzgardan caminin minaresi yıkılmış

bir çok yeri zarar görmüş ve vatandaşın cami avlusunda taşların üzerinde namaz kıldığını gördüm. Bende Cuma namazımı kıldıktan sonra caminin tamiri için para toplanması için yanıma geldiler ve o gün kimsenin para vermemesini buraya bir camii yaptıracağımı söyledim. Bana göre çok şanslıyız. Türk milletinin en büyük şansı Anadolu’dur

Annem Emine Persentili adına bir camii yapıldı. Annemin yazmasındaki deseni (başörtüsü) hayal ederek işlemeler işlettim camiye. Yine bir gün mahallemdeki çocukların oradan

bilmem kaç kilometre uzaklıktaki okula gidiyor dediler. Bu arada da bir çocuğun o yoldan geçip okula giderken araba çarptığını duydum. Orası babamın, dedemin memleketi. O zaman birisi buraya bir okul yaptırsa dediler şükürler olsun ki yaptırabildim. Evlatlık görevimi yaptım, vatanı görevimi yaptım.

-Silifke’ye tarihi bir miras bıraktınız? Bundan bahsedebilir misiniz?

-Silifke tarihi ne büyük, ne büyük bir miras bizlere. Benimde kurucularından biri olduğun İstanbul Silifke Kültür ve Dayanışma Derneğinin (İstsider) o dönem ki başkanı Sabahattin Kahraman’ın gayretleri ve yazar Ahmet Uçar’ın kaleme almasıyla ortaya çıkan büyük bir

eser. ‘19. Yüzyılda Silifke’ adlı kitabın sponsorluğunu üstlendim. Gelecek nesillere aktarılacak önemli bir eser. Devlet arşivlerinden çıkan bilgiler gün yüzüne çıkartıldı çok fazla sayısı basıldı ve dağıtıldı. Böyle bir projede bulunmaktan onur ve gurur duydum.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istesiniz?

-Ben bu satırları şahsıma ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Akdeniz Güneşi Dergisi sahibi Atike Ceylan’ın çalışkanlığı ve dürüstlüğü her zaman için dikkatimi çekmiş takdir etmişimdir. Elimizden gelen yardımı ve desteği sağlamakta başımız üstüne. Bu anlamda sizin gibi insanlar bu memlekete lazım. Emeklerinize sağlık.

-Bizlere sizinle söyleşi yapma şansı verdiğiniz için asıl biz teşekkür eder, sizin gibi değerlerin her geçen gün ülkemizde yeşermesini diliyoruz.







Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner36