Merhabalar

Son zamanlarda hepimiz fark ediyoruz galiba, hepimiz dışarı odaklı olduk. Kendimizin ne yaptığından çok başkaların ne yaptığına odaklı insanlarla çevriliyiz. Odak noktasının kendimize çevirmenin en kolay yolu, namaz kılmak, meditasyon, yoğa, örgü örmek ve en kıymetlisi DURMAK .

Hayatlarımızı monoton halde yaşıyoruz. Bu monotonluk zamanla her şeyi donduruyor ve bir robota dönüyoruz. Bu donuk halden çıkabilmenin; onu kolaylaştırmanın tek yolu ona ısı katmak. Neyle ısı katabiliriz hayata? 

Tabi ki SEVGİ. İşte o sevgi sayesinde böyle eğlenebiliyoruz, gülebiliyoruz, neşelenebiliyoruz. Sevgi olmasa, ne okuduğumuz yazıdan keyif alırız, ne komşumuzu gördüğümüzde yüzümüze tebessüm yerleşir, ne okula gitmek isteriz, ne hareket etmek. Sevgi olmasa her söylenen kelimeyi negatif duymaya başlarız ve kalp kırıklıklarımız artmaya başlar. Ben ne kadar neşeli söylersem söyleyeyim, ne kadar keyifle söylersem söyleyeyim, ne kadar iyi niyetle söylersem söyleyeyim, sevgi olmazsa bazı şeylere kırılırız. Çünkü ne kadar iyi niyetli olursak olalım, eğer benim içindeki sevgiyi göremezseniz duyduğunuz  sözler batıcı olabilir. Oysa sevgimle konuşulduğunda sesimizde sevgi olduğunda enerjimizde sevgi olduğunda yüzümüzle, gözümüzle bunu yansıtırız.

Ne söylediğimiz değil, ne hissettirdiğimiz kıymetlidir.

Hissettirebilmek için sevgide olmayı deneyimlemek gerekir.

Bana göre ‘Sevgi ‘bir duygu değil bir, düzlemdir , bir bilinç düzeyidir .

Sevgi insanın doğasında bulunur, yaşamı renklendirir, doğadaki renkleri fark etmemizi sağlayan, içgüdüsel olması gereken yaşam enerjisidir.

Sevgide değilsek, korkudayız demektir. Kendini çok sevemiyorsan , yeterince sevgide hissetmiyorsan, şu soruyu sorabilirsin: Korkum ne? Neden korkuyorum? Onu bulursan düzeltebilirsin, bulmak için kendini sevmen lazım. 

Sevginin orada hâlâ var olduğunu bil, sadece gizli kalıyor, çünkü korkunu sana göstermek için geri çekilmiştir. Çünkü korku sevginin üstüne çıkamaz aslında, sevginin üstüne hiçbir güç çıkamaz. Ama senin kendi içsel dünyanla yüzleşebilmen için bir şey olması lazım. Mesela hastalanmak gibi. Bir şeyin ters gitmesi lazım ki soru sormaya başlayalım, yoksa sormuyoruz ki.

Aksilikler tabii ki geliyor hayatımıza, gelecek ki soru soralım: “Korkum ne?” Yoksa nasıl bulacağız?

Hayat öğrenme yeri, Yanlışlıklar, hatalar, başımıza gelen travmalar; ders alıp, hediyesini kabul edip geleceğe yönelmemiz içindir. Takılıp geçmişin mahsenlerinde çürümek için değil…..

Hastalıklar bizi uyandırmak için, yüzleşmemiz için birer mektuptur aslında.

 

Mektubu okumayı bilmek gerekir. Zaten Hz. Muhammed’e gelen ilk emirde ‘oku’ olmamış mıdır? Okuma yazma bilmeyen ve söylediği hadisler bile 150 sene sonra yazılı hale gelen bir peygambere oku diyerek ’manayı gör’ söyleneni anla, arkasındaki derinliği fark etmemiz haber verilmiştir.

Bir şeyi hatırlamanızı istiyorum. Bunu defalarca söylemek isterim. Hastalık, içinde bulunduğumuzun farkında olmadığımız bir ruh, zihin veya duygu halinin beden tarafından bize geri bildirilmesidir.

 

Kendimizi sevmek  en kıymetli ve en olmazsa olmazı. Gün içerisinde aynaya bakarak ‘ Ben kendimi derinden seviyor, kabul ediyor ve onaylıyorum’ olumlamasını yapıp her zaman kendimizi yüzde yüz sevme halinde kalmayı başarabilirsek. Saf sevgide, sevgi bilincinde olmayı başarabiliriz. İçinizden bazı sorular geçiyor olabilir. Bu kendini beğenmişlik veya ego şişirmesi için yapılan bir çalışma değildir. Kendini sevmek, bencil olmak,  ben merkezci olmak farklı şeylerdir. Sevgide saygı vardır. Hem kendimize hem de karşımızdakine. Sevgide başkasının öncelikli olmasına müsaade vardır. Sevgide teslimiyet vardır. Sevgide bonus vardır. Sevdiğim ve sevgide olduğun dostlarımın ve çevrendeki kişilerin imtiyazları vardır. Hoşuma gitmeyen davranış yaptıklarında onları affetmen kısa ve kolay olur. Affetmek sevginin diğer adıdır. Affetmek merhamet içerir. Merhamet Müslümanlığın en önemli hal ve duygusudur.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.