Merhabalar,

Bugün sizlere çok önemli belkide en önemli konudan bahsetmek istiyorum. İki haftadır hastalıkların zihinsel nedenlerini açıkladıktan sonra, fiziksel olarak yediklerimiz içtiklerimiz bizi nasıl etkiler konusunda biraz bilgi paylaşmaya karar verdim. Gazetedeki köşesindeki yazılarımın ana amacı merakınızı uyandırmak. Ben 2004 yılından bu yana enerji ile şifalanma sistemleriyle hem enerji beden dengelemeleri yapıyorum hem de kendim bu konuda yardım alıyorum.

Bazen insanlar ben bu enerji işine inanmıyorum dediklerinde eskiden ikna etmeye büyük çaba sarf ediyordum. Artık zaman çok değişti. Artık televizyonda hangi kanalı açsak bir şifalanma yöntemi anlatan biriyle göz göze geliyoruz. Ben zaten Müslümanım deyip enerjiye inanmıyorum diyenlere şaşkınlıkla hayretle bakmaktan kendimi alamıyorum. Okuma yazma bilmeyen bir peygambere ‘oku’ diye ilk ayet iniyorsa ve hadisler bile 150 sene sonra yazılı hale geliyorsa sanırım bu bildiğimiz manada yazı okumaktan bahsedilmediği aşikardır.

Hz.Mevlana’nın tüm kitaplarını suya atan Hz. Şems’in ‘sen bir deveyi okuyabilir misin ey Celaletin’ demesindeki okumak gibi . Manayı görmekten bahsedildiği bence çok nettir. Hayatı okuyabilmek için bağlarımızdan, yüklerimizden arınmamız, afetmeyi ve helalleşmeyi başarmış olmamız gerekmektedir. Eğer 3 yıl önce kırıla kalbimizin hesabını almak için bekliyor ve kalbimizi kıran kişiyi düşündüğümüz de hala vücudumuzun titremesini hissediyor isek, vay halimize……

 Bugün vücudumuzu arındırmak için kolay ve süreklilikle çok kolay sonuçlar elde edebileceğimiz bir çözümden bahsetmek istiyorum. Vücudumuzu bir fabrika gibi düşünürsek ana girdilerimizden en önemlisi SU dur.Vücudumuz bir akvaryum gibidir. Akvaryumun içindeki balıklarda organlarımız. Su kirli olursa balıklar rahatlıkla hareket edemez, bir süre sonra hastalanmaya başlar. Beynimizde açlık ve susuzluk merkezi yanyanadır. Bu yüzden bazen susadığımızı bile acıkma olarak algılamaya başlayabiliriz. Organlarımız kaslardan olduğuna göre kasılarak çalıştığını, bu yüzden suyun içinde rahatça hareketlerini yapabilmeleri için suyunun temiz olması gerektiğini bilmek bile dünyanın en güzel farkındalığıdır herhalde. Suyun kirli olması bir süre sonra balçıklaşmasına ve bu yüzden kasların sürtünmesine neden olacağından, gezen ağrıların en önemli nedenlerinden biride içimizdeki suyun kirlenmesidir. Bedenimiz su kıtlığı çektiğinde mutlaka vücudumuzun bir yerinde bulunan suyu kullanmaya başlar. Eğer vücut su kıtlığı çektiğinde kandaki suyu kullanırsa yüksek tansiyona yakalanırız. Omurlardaki suyu kullanırsa, bel ve boyun fıtığı hastalığına yakalanırız. Kemiklerdeki suyu kullanırsa, gut ve artirit hastalığına yakalanırız. Akciğerlerdeki suyu kullanırsa, astım hastalığına yakalanırız. Pankreastaki suyu kullanırsa, şeker hastalığına yakalanırız. Midedeki suyu kullanırsa, ülser hastalığına yakalanırız. Bağırsaklardaki suyu kullanırsa, kabızlık meydana gelir ve kolon kanseri olma tehlikesi yaşarız. Hücreni su eksikliği çok artarsa beynimiz o hücreye oksijen gönderimini keser.

 Bedenin en kolay temizleme yöntemi su ile yapılan oruçlardır.

İranlı doktor Batmanghelidj'in "Su / Hasta Değil Susuzsunuz" adlı kitabından; Bedenimizin  su içmek için ihtiyaç duyduğu 46 sebep:

1- Hiç bir şey su olmadan yaşayamaz.

2- Göreceli su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını önce bastırır, sonra öldürür.

3- Su temel enerji kaynağıdır.

4- Su vücudun her hücresinde elektriksel ve manyetik enerji üretir, bize yaşam gücü verir.

5- Hücre yapısındaki maddeleri birbirine bağlayan bir yapıştırıcıdır.

6- DNA hasarını önler ve onarım mekanizmalarının daha iyi çalışmasına yardımcı olur, böylece üretilen anormal DNA sayısı azalır.

7- Bağışıklık sisteminin merkezi olan kemik iliğinde, bu sistemi kanser de dahil olmak üzere, çeşitli hastalıklara karşı güçlendirir.

8- Bütün besinlerin, vitaminlerin ve minerallerin temel çözücüsüdür. Vücutta besinleri küçük parçalara ayırır, sindirimlerinde ve son metabolik aşamalarında görev yapar.

9- Besinlere enerji verir ve parçalanan besinler sindirim sırasında bu enerjiyi vücuda aktarır. Susuz yenen yemeğin vücut için hiçbir enerji değeri yoktur.

10-Su, besinlerdeki gerekli öğelerin emilimini artırır.

11-Bütün öğelerin vücuda taşınmasına yardımcı olur.

12-Akciğerlerde oksijen toplayan kırmızı kan hücrelerinin çalışma verimini artırır.

13-Hücreye ulaşan su, o hücreye oksijen verir ve atık gazları vücuttan atılmaları için akciğerlere taşır.

14-Vücudun çeşitli bölgelerinden zehirli atıkları toplar ve atılmaları için karaciğer ya da böbreklere taşır.

15-Eklem boşluklarındaki temel yağlayıcı maddedir, artrit ve sırt ağrılarının oluşumunun önlenmesinde yardımcı olur.

16-Omurgadaki diskleri "şok emici su yastıkları"na dönüştürür.

17-Bağırsakları en iyi çalıştıran yağlayıcı maddedir, kabızlığı önler.

18-Kalp krizi ve felce karşı koruyucudur.

19-Kalp ve beyin damarlarında pıhtılaşmayı önler.

20-Vücudun soğutma ve ısıtma sistemleri için vazgeçilmezdir.

21-Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için bize güç ve elektriksel enerji verir.

22-Serotonin ve diğer norotransmitterlerin (sinir ileticileri) üretimi için vazgeçilmezdir.

23-Melatonin de dahil olmak üzere, beyinde üretilen bütün hormonların yapımı için gereklidir.

24-Çocuklarda ve yetişkinlerde dikkat yetersizliği sorununa çözüm getirir.

25-Çalışma verimini artırır ve dikkat aralığını büyütür.

26-Su dünyadaki diğer bütün içeceklerden daha kolay bulunabilir ve hiçbir yan etkisi yoktur.

27-Stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesine yardımcı olur.

28-Uykuyu düzenler.

29-Yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur ve bize gençliğin enerjisini verir.

30-Cildi yumuşatır ve yaşlılık belirtilerinin azalmasına yardımcı olur.

31-Gözlere canlılık ve parlaklık verir.

32-Glokomdan korunmamıza yardım eder.

33-Kemik iliğinde kan üretim sistemlerini düzenler, lösemi ve lenfoma oluşumunun önlenmesine yardımcı olur.

34-Vücutta enfeksiyon ve kanser hücrelerinin geliştiği bölgelerde bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok gereklidir.

35-Kanı sulandırır ve dolaşım sırasında pıhtılaşmasını önler.

36-Kadınlarda, adet öncesi ağrıyı ve ateş basmasını hafifletir.

37-Kalp atışıyla birlikte kanı sulandırıp dalgalandırarak dolaşımdaki katı maddelerin dibe çökmesini engeller.

38-İnsan vücudunda dehidrasyon sırasında kullanılabilecek bir su deposu yoktur. Bu nedenle gün boyunca düzenli olarak su içmemiz gerekir.

39-Dehidrasyon cinsellik hormonunun üretimine engel olur, bu iktidarsızlık ve libido kaybının başlıca nedenlerinden biridir.

40-Su içtiğiniz zaman susuzluk ve açlık duygularını ayırt edebilirsiniz.

41-Kilo vermenin en iyi yolu su içmektir. Düzenli aralıklarla su için ve sıkı bir rejim yapmadan zayıflayın. Acıktığınız zaman aşırı yememeli, ama susadığınızda suyunuzu içmelisiniz.

42-Dehidrasyon doku boşlukları, eklemler, böbrekler, karaciğer, beyin ve deride zehirli çökeltilerin birikmesine yol açar. Su bunları temizler.

43-Su, gebelikte sabah bulantılarını azaltır.

44-Zihin ve vücut fonksiyonlarını bütünleştirir. Karar verme ve hedefleri belirleme yeteneğini artırır.

45-Yaşlılıkta bellek kaybının önlenmesine yardımcı olur. Alzheimer, Multipl Skleroz, Parkinson ve Lou Gehring hastalıklarının riskini azaltır.

46-Kafein, alkol ve bazı ilaçlara duyulan bağımlılığın giderilmesine yardımcı olur.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner79