Yaşadığımız dünya da İsa nın doğuşu milat olmuş, 2018 senedir insanlar umut bağlamışlar. Umuda yolculuk devam ediyor.  1 Ocak umut güneşinin doğacağı gün olarak hayal edilmiş. Kimi yerlerde 21 Mart, ya da 6 Mayıs umuda yolculuk günü olmuş.

 

İsa’ nın doğuşu mutluluk getirecek, Hazreti Ali’nin doğuşu, Hızır ile İlyas ın buluşacağı gün. Hep hayal kurmuşuz, o günler için dilek dilemişiz. Güzel günler gelecek. Yeni bir güneş doğacak. Karanlıklar aydınlığa dönüşecek.

 

Güzel günler gelir gibi olmuş. ama dünya bir türlü istenilen şekilde dönememiş. Döndürmemişler. İngiliz’i, Amerika’sı, Fransa , İtalya, Almanya da birileri çıkmış, ya da Arap Yarım adasında İsrail oğulları, dünyayı kendi baharlarına çevirmek için kana bulamışlar.

 

İlk teze seneyi 1966 da tanıdım. Adana’ya gittik, rahmetli Gülsüm Teyzem bizi konuk etti. Pişen tavuk, pilav, rakı ve şalgam. Sabahları doğan güzel güneş. Silifke de deli poyraz eserken, orada güneşli bir sabahı yakaladık. Gün ışıyınca yürüyerek Küçük Saate, Büyük saate yürüdük.

 

Bir teze senede yine Adana’da teze seneyi karşıladık. Sabah kalktık, Yenice, Tarsus a geldik. İlk defa hayallerim gerçek oldu. Orada Eşim i buldum. Gülsüm Teyzem aracı oldu. Eşim Nuran ile tanış olduk.

 

Sonra teze seneleri hep Seka’ da dostlar ile karşıladık. Hep eskiyi gönderdik, teze seneler geldi. Noel Baba bile olduk. Umut ettik, Umudumuz Ecevit oldu, Demirel oldu. Özal, Tansu Çiller, İnönü, Baykal, derken umutlarımız başka senelere kaldı.

 

Arap baharı dediler, Mısır, Libya, Tunus, Irak, Afganistan, Pakistan, İran, Irak, Suriye, Sırbistan, Arnavutluk, Polonya, Bulgaristan, ya da Vietnam, da güzel şeyler bekledik. Kan gölüne döndü. Katliamlar yaşadık. El Kaide, Müslümen Kardeşler, Asala, PKK, Hizbullah, Işıd, Deaş, her birinin ardında Amerika çıktı. Her bir ülkede umut edildi, Savaş bitmeli barış gelmeli. Hiç gelmedi. Gelen sene, gideni arattı.

 

Birileri hep köşeyi döndü. Bir yerler kana bulandı. Hep iyi dilekler sundular. Önce tebrik kartları vardı, bastırılan kuşe kağıtlı kutlama kağıtları, sonra yerini mesajlara bıraktı. O güzelim kartlar bitiverdi. İnternet üzerinden , mesaj, Watsap, vb. iletiler.

 

Cumhuriyet ile birlikte üretmeyi öğrenmiştik. Fabrikalar kurulmuştu. İnsanlar çalışıyordu. Köyde, kentte emek vardı. Ovalara sular gelmişti. İki yılda bir ürün yerine;  yılda iki, üç ürün. Pamuk, fıstık, şeker pancarı, soya fasulyesi, ayçiçeği, zeytinimiz vardı. Elmamız, portakalımız. Çobanların önünde keçilerimiz, koyunlarımız, ineklerimiz vardı.

 

Gün geldi teze huylar öğrettiler bize. “ tarlanı , bahçeni, evini sat, bankaya, bankere yatır yan gel yat dediler. Kulağa hoş geldi. Denileni yaptık. Dediler fabrikalar zarar ediyor. Cumhuriyet dönemi kazanımları fabrikaları birer , birer özelleştirme gıygıdısı içinde sattılar yok ettiler. KİT ler satılılıp yok edilince onunla birlikte yürüyen özel fabrikalar kapandı, Çukurova da fabrika kalmadı, pamuk bitti, soya bitti. Şeker Pancarı bitti.

 

Şimdi saman , inek, keçi, koyun en son zeytin yağını bile ithal etmeye başladık. Üretmeyi unutunca, yoksullaştık, el açar toplum olduk. Ülkeyi yönetmek kolaylaştı. ALLAH, KİTAP, biraz sadaka, işte yeni bir toplum yarattık. Asalak bir toplum.

 

Eski sene, biterken , umudumuz  milli piyango oldu. Köşeyi dönmek, işsizlik diz boyu, çalışanlar asgari ücretle çalıştırmak moda oldu. Taşer onsuz iş kalmadı. Devlette, özel sektörde taşeron işçilik bir moda, teze senede ,ülkede bir milyona yakın taşeron işçi kadro almayı hayal etti.  Biraz daha sosyal güvence, biraz daha zamlı maaş. O hayalleri de suya düştü. 950 bin denilirken sayı yarıya iniverdi.

 

Umudumuz Ekmeleddin oldu, Kılıçdaroğlu oldu. Şimdi lerde Meral Akşener, acaba Gül ile olur mu? Erdoğan ‘ın umudu var. Bir gün Halife olur muyum? O zaman her şey düzelecek mi ?

 

Bir ülkede seçim güvenilirliği için AiHM e umut bağlamışsak, demokrasi o umudu bekliyorsa, dünya da savaş kan, katliamlar devam ediyorsa, teze Umutlar, başka baharlara kalacak gibi.

Yurtta Barış, Dünya da Barış. 2018 teze senesinde bir umut kaldı.

 

Şu uzayda dünya dan daha uygar bir yeni gezegen çıkacak, oradan dünyaya ulaşacaklar. Şu Amerika nın iletişim sistemini çökertecek. İşte o zaman dünya rahatlayacak. Barış gelecek, güneş doğarken, doğa yeniden canlanacak, üretim başlayacak. İnsanlar bir birlerini sevecekler. İşte benim umudum bu.

 

Bir gün Güneş yeninden doğacak. Teze senelere merhaba diyecek.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.