Akdeniz Haberler

BALIK ÇİFTLİKLERİ BASINA AÇILDI

GÜNDEM

BALIK ÇİFTLİKLERİ BASINA AÇILDI

 

Merak ettikleriniz ve endişeleriniz basın aracılığı ile soruldu.

 

 HABER: ATİKE CEYLAN

Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği Başkan Yardımcısı İhsan Bozan, Mersin bölgesinde yayın yapan görsel ve yazılı basın ile balık çiftliklerinde buluştu.

Basın mensuplarına balık çiftliğinin faaliyet gösterdiği Boğsak açıklarında açık denizde keşif gezisi yaptırarak, kamuoyunda oluşturulan algıların yalan ve yanlış olduğunu, bu nedenle gazetecilerin yerinde görüp tespit yapmaları için böyle bir gezi düzenlediklerini açıkladı.

 Özellikle Bodrum bölgesindeki balık çiftlikleri kapatılmış, turizmle problem yaşamış, turizmi sıkıntıya soktukları için bu bölgeye taşımış, çiftliğin kıyıya ve dana adasına yakınlığı, balık yemlerinden oluşabilecek koku ve kirlilik iddialarına cevap vermek için böyle bir keşif gezintisini düzenlediklerini belirten Bozan, “Biz yasak ve yanlış hiçbir şey yapmıyoruz. Aksine bölgeye ve Türkiye ekonomisine istihdam ve katkı sağlamak adına yatırım yapıyoruz. Bugün sizler gerek çevrecilerin, gerekse kamuoyunda yanlış algı oluşturulan bütün soruları sorabilir, çiftliği yakından izleyebilirsiniz” diyerek çiftliği gazetecilere açtı.

Kıyıdan ve Boğsak adasından bakıldığı zaman çıplak gözle görülmeyen balık çiftlikleri dana adasına ve karşı kıyısına olan mesafesinin bakanlıkça belirtilenden daha fazla olduğunu görebildiğimizi belirten Bozan, “Ne turizme ne de çevreye bir zararımız olacak. Biz sadece deniz ürünü üretiyoruz” dedi.

Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği Başkan Yardımcısı İhsan Bozan, sorduğumuz sorulara şu şekilde cevap verdi: “Yapılacak olduğumuz Su Ürünleri Yetiştiriciliği için Mersin’de bazı cevrede ve kamuoyunda negatif bir algı oluştu. Biz böyle olmayacağını defalarca söyledik. Buraya yapılacak yatırımların tamamen su ürünleri potansiyelini artırmaya yönelik olduğunu anlatmaya çalıştık. Aynı zamanda tabi insanlar duyduklarına değil gördüklerine daha kolay inanırlar, dolayısıyla burada üretim yapılacak olan hem sahaları hem de faaliyette olan çiftliklerini yerinde görüp incelesinler diye Mersin basının konuk ettik. Tabiki insanların bilgisi olmayınca fikir yürütmesi hoş olmaz, bu hiç birimize yakışmaz. Bu nedenle kamuoyunda iddia edilen ve merak ettikleri bütün sorularını yanıtlamak için buradayız. Karadan baksınlar bakalım çiftlikler görünüyor mu, ne kadar mesafede, çiftliklerin olduğu yerden karaya baksınlar kara ne kadar mesafede, aynı zamanda balık çiftliği nedir, balık nasıl bir yerde yetiştiriliyor görsünler. Sadece karadan değil iddia edildiği gibi balık yemlerinin deniz altında kirlilik oluşturulmadığını dağlıçların yardımı ile çekilecek olan görüntülerle kanıtlayacağız ve basına servis edeceğiz bu görüntüleri. Bu gezinin amacı tanıtım ve inceleme gezisi sektörün nasıl bir yatırım yapacağını anlatmaya çalışıyoruz. Bu bölge Akdeniz bölgesi üreteceğimiz balıklarda Akdeniz balığı, su komisyonu en iyi olabilecek bölgelerden bir tanesi. 2008 ‘ den beri planlanmış bir yer. Bize bakanlıklar tarafından gösterilen üretim sahası olduğu için biz buradayız.

3 bin 500 kişi istihdam edilecek

45- 50 bin ton civarında balık üretilmesi planlanıyor. Bunun için nerden baksanız bakın 280 -300 milyon Euro yatırım sermayesi, 3000 -3500 civarında çalışana istihdam olacağını tahmin ediyoruz Bölge ekonomisine yaklaşık 250 milyon euroluk bir katkıda bulunacağını ihracat olarak baktığımızda ise yaklaşık 150 milyon dolarlık bir ihracat getirisi olacağı tahmin ediliyor. Balık yemleri iddiasına gelince; Balıkların yemiş olduğu yemler organiktir doğal olarak suda çözünebilen bir maddedir. Doğal olarak suda bir akıntı olmasa bile çözündüğü için negatif bir katkı yapmayacağı gibi su takip edilecek, negatif değişim söz konusu olmadığını biliyoruz, yinede biz olabilmesine karşın gerekli tedbirler alınacak. Şöyle söyleyeyim bu iş yapılıyor, körfezde yapılıyor, açık denizde değil. 110 bin ton civarında balık üretiliyor böyle bir şikâyet olmadı. Burada üretilecek balık daha az ve açık denizde yapılıyor. Akıntı daha yüksek. Bunlar zaten tespit edilerek planlanmış bu alanlar. Şu an çiftliğin bir tanesi kurulu. Akıntı doğudan batıya doğru. Dolayısıyla herhangi negatif bir tablo olmayacak bilimsel çalışmalarla balık çiftliklerinin balık dışkısının çiftliğin 50 metre mesafesinden sonra herhangi bir etki yaratmadığı 9 Eylül Üniversitesi tarafından tespit edildi. Zaten negatif bir katkı olsa bile akıntı dolayısıyla turizm tesisleri etkilenmeyecek. Balık çiftliklerinin doğaya tek katkısı balıkların dışkısı. Milyonlarca balığa bakacağız dışkı tamamen yemlerin organik maddeden oluşmasından dolayı dışkı suda çözünebilecek. Deniz derinliği akıntı ve lokasyon bilimsel çalışmalarla tespit edildi. Yerler belirlenirken denizin akıntısı yönü derinliği planlandı. 12 tane kurum bu işin içerisindeyken laf olsun diye buraya gelip burası güzelmiş buraya balık çiftliği kuralım dememişler. Denizin suyunu derinliğini akıntısını her şeyi incelemişler ondan sonra böyle bir şeye karar vermişler. Dana adası turizm potansiyeli olan antik tersanelerin olduğu bir yer şimdi dana adası ile balık çiftliklerinin ne alakası var. Oradaki tersaneye gitmek isteyen turizmcinin balık çiftlikleri ile ne alakası var. Balık çiftlikleri deniz seferi deniz trafiği açısından güzergah üzerinde olmaması gerekiyor. İlk önce zaten bu değerlendirildi. Liman başkanlığı var derse kurulamaz zaten. Bu tesis yavru balık tesisi. Biz şimdi burada ihtisas tesisi yapıyoruz. Önce balığı indiriyoruz. Kafesler 20 -30 metre çapında, ikinci aşlamada bu balığı alacağız. İlerde bulunan 50 metre çapındaki kafeslere götüreceğiz. Burada 40 tane kafes var 20 metre çapında küçük kafesler. Esas üretim 50 metre çapındaki kafeslerde. Burada bulunan her kafeste 300 bin yavru balık var, Önümüzdeki günlerde bu balıkları küçük kafesten diğer tarafa alacağız ve üretimiz böyle devam edecek”

‘Bu yatırımın önüne geçmek vatana ihanettir’

Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Süleyman Yıldızhan ise, yatırımın önüne geçmek isteyenlerin siyaset yaptıklarını belirtip, bunun adına da vatan hainliği olarak nitelendirdiğini söyledi.

 Başkan Yıldızhan, “Deniz kirliliğinden endişe edenlere sesleniyorum. Bizim denizlerimiz zaten kirli, kim mi kirletti tabiki insanlarımız. Bunun nedeni de kıyı boyunca evsel atıkların denize dökülmesi, şampuan, deterjan ve buna benzer kimyasal maddelerin deniz altında çözümlenmemesi, hep denizde kalması balıklarımızı etkiliyor ve burayı terk etmelerine neden oluyor. Örnek verecek olursak; müthiş derecede kirlilik var nerede mi Adana, Seyhan ve Ceyhan ırmaklarını gidin görün 24 saat denize zift akar. Bunlar hep kimyasal atık, sanayi atığı, evsel atıklar zeytinyağı fabrikasından gelen atın zararını siz tahmin edin.

Ben 2008 yılında bu balık çiftliklerinin alanlarının belirlenmesinde komisyon üyesiydim. 2008'de biz burada Taşucu'nda üç gün otelde kaldık ve bu alanların belirlenmesi için ilgili kurum ve kuruluşlardan yetkililer geldi. Bakanlıklardan yetkililer geldi. Onlarla beraber burada 5 alan tespiti yaptık, biri dana adası Yeşilovacık, Aydıncık, Anamur, Anamur ikiye bölündü A ve B olarak. Bunlar belirlendi bakanlıklarca tam tescillendi. Balık çiftliklerinin bizim Mersin ekonomisine büyük katkısı olacak ve bu katkısını göz önünde bulundurursak özellikle eski İçel diye tabir ettiğimiz bu Silifke, Yeşilovacık, Taşucu, Aydıncık, Bozyazı, Anamur, bölgeleri önemli ölçüde ekonomik refaha kavuşacaktır. Bakkalı, manavı, kasabı, fırını, oteli hep bunlardan gelir sağlayacaklar durum böyleyken buna karşı çıkmak olacak iş değil. Ben endişeleri yersiz ve vatana ihanet olarak görüyorum. Mersin'e ihanet olarak değerlendiriyorum. Bu konuda benim karşıma karşı çıkacak olan sivil toplum örgütlerinin, çevrecilerin önce bilimsel verilerle çıkması lazım. 2008'de biz bütün kamu kuruluşlarında yetkili olan herkesten raporlarınızı aldık. Muğla'dan Arkeoloji Müzesi'nden yetkililer getirdik, denizin dibini karış karış arattırdık, en ufak bir kirlilik söz konusu değil. Hatay Üniversitesi, Adana Çukurova Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, 2008'de Mersin Üniversitesi ve Erdemli Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi hepsinin olumlu raporları var. Oradan buraya taşınması da tamamen yalan haber. Şu anda Avrupa Birliği normları 1050 metre uzaklıkta kurulmuş alanlar olarak belirlenmiş. Bizim burada Mersin'de 1850 metre. Yani siz sahilden baktığınız zaman onların hiçbirini göremeyeceksiniz, hiçbirini göremezsiniz. Bana kalırsa sivil toplum örgütlerinin buna karşı çıkması bilgi azlığı nedeniyle, biraz fazla siyasi görüyorum. O bakımdan buraya gelmiş yatırımcıları heba etmeyin diyorum.

 Ben 2008'de Hollanda'dan güven mektubu aldım yatırımcıyı getiriyordum bölgeye balık Çiftliği projem vardı o zaman yine. Hollanda 3 milyon Euro'luk bir güven mektubu verdi bana hala çantamda duruyor. Ancak sivil toplum örgütlerinin karşı çıkması nedeniyle o yatırım başka yere attı. Bir yabancı yatırımcıyı biz buraya getiremedik. Bu nedenle gecikmiş olan bu yatırımın önüne geçmek vatana ihanettir. Yerel yatırımcılarımıza sonunu kadar destek olmayız. Biz sonuna kadar destekçileriyiz. Son olarak ise şunu belirteyim, yerel yatırımcıya sahip çıkmayıp, 1500-3500 arasındaki istihdamı engellemeye çalışan belediye başkanları yada sivil toplum kuruluşlarına sözüm, siz çıkın 1500 istihdamı sağlayın o zaman” dedi.

BALIK ÇİFTLİKLERİNİN DENİEZ BİR ZARARI YOKTUR

Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Ayaz, “Ülkemizde vatandaşın balığa olan ilgisi her geçen yıl atıyor. Bu talebin bir şekilde karşılanması gerekiyor. Biliyorsunuz ki her geçen yıl artan talebe avcılık yoluyla karşılaması mümkün olmayabilir. Bu anlamda Mersin bölgemize yapılacak olan bu yatırımı bu konuda sorun çözücü olabilir. Bakanlık oluru ile kurulan ve kurulacak olan balık çiftliklerinin denizde bir kirlilik oluşturmayacağını düşünmekteyim. Karşılaştığımız bir diğer konu ise burada deniz türlerinin azalacağı yada başka türlerin geleceği gibi. Böyle bir durum şuan için söz konusu değil, Balık çiftliklerindeki balıkların diğer balıklara zararı olmayacaktır. Aksine bu balıkların dışkıları açık denizdeki balıklara yem olarak dönecektir. Ben bu anlamda sakıncalı bulmuyor ve destekliyorum” Dedi.

‘Ne yat turizmine ne genel turizme hiçbir zararı yok. Sonuna kadar destekliyoruz’

Bölgede Yat Turizm olarak faaliyet gösteren Latife Sultan Yatçılık Sahibi Süleyman Akyürek, “Balık çiftliklerinin kuruluşunda herhangi bir kaygımız yok. Latife Sultan Yatçılık olarak bir kaygı yaşamıyoruz. Balık çiftliğinin kurulduğu alan 30 metrenin altında. 30 metreden daha derinde kurulmuş. Sahilden 1800 metre civarında uzakta insanlar bunları göremez bile. Kurulmuş olduğu yer akıntı bölgesi. Yani orada kafeslerin altında kirlenecek herhangi bir kirlilik bulunması mümkün değil. Zaten bizim oraya yaklaşma imkanımız yok. Sahilden 300-400 metre açıktan gidiyoruz. Koylarda çalışıyoruz. Açık denizde kurulmuş bir sistem. Onun için oraya biz gitmeyiz yatlarımız oradan geçerken balık çiftliklerini bile göremezsiniz.. Yatla bizim geçtiğimiz güzergaha geldiğimizde buradan geçiyoruz dediğimizde o balık çiftliklerinin flaşörlerini görme şansımız olur, o da gece geçerken. Gündüz onu bile göremiyoruz. Gündüz onu görebilmemiz için o balık çiftliklerinin olduğu yerde kendi kayıkları ile bir çalışma yapılıyorsa o zaman o kayıkları görme şansımız var. Çiftliği görme şansımız yok. Kesinlikle bize zararı yok Türkiye Cumhuriyetinin ekonomisine Mersin halkına çok büyük yararı olacağı kanısındayım. Ben balık çitliklerini sonuna kadar destekliyorum”


‘Denizimiz kirlenmesse karşı değiliz’

Denetleme komisyonunda yer alarak denizin kirliliğini yakından takip etmek için öneride bulunduklarının altını çizen Yat Turizmciliği yapan Göktuğ Yatçılık Sahibi Ali Küçük ise, “Bugün güzergaha bakınca belirlenen noktalarda yat turizmi açısından bir zararı yok. Tabii şimdi küçük bir endişe var, bu çiftliklerden doğabilecek herhangi bir kirlilikten dolayı koylarda kirlilik olur mu olmaz mı konusunda yatçılar olarak kafamızda soru işaretleri var. Geçtiğimiz günlerde Silifke kaymakamlığı ile yapılan toplantıda sorularımızı sorduk. Burada herhangi bir denizde kirlilik yaratmayacak ve koylarında gibi temiz kalacağının taahhüdünü verdiler. Biz de bunları maden yapacaklar, buraya kurulacak, bu çiftliklerin denetiminde, izlenmesinde STK’lar olarak yer almak istediğimizi de söyledik. Bizim bölgemizde bulunan Yatçılık Kooperatifleri olarak üniversitelerin yapmış olduğu denetimlerde görev alması istedik. Herhangi bir kirlilik olmazsa balık çiftliklerine karşı değiliz, ama öncelikle koylarımızın, denizimizin temizliği. Üretim olarak da tabi ekonomiye katkı sağlayacak yatırımlara karşı değiliz. Türkiye'de çevre dostu olan her türlü yatırımları da sonuna kadar destekliyoruz. Gerekirse bizde destek vermeye hazırız” dedi.

 Gazeteciler ise merak ettikleri soruları sorup, konuyla ilgili fotoğraf ve görüntü çektiler.

 



 

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.