8 Mart 2017 tarihinde, Mersin Barosu'nda, BASIN MENSUPLARI VE MESLEKTAŞLARIMIZA yönelik olarak, yönetim kurulu adına Baro Başkanı Av. Ali ER tarafından, 16 Nisan 2017 tarihinde referanduma sunulacak olan Anayasa değişikliği paketi ile ilgili yapılan açıklama; her ne kadar yönetim kurulu adına yapılmış ise de, biz yönetim kurulu üyeleri olarak, bu açıklama içeriğinin yönetim kurulunda görüşülüp mutabık kalınarak hazırlanmadığını, açıklama yapılması hususunda onayımızın alınmadığını ve durum böyle olmasına rağmen açıklamanın Baro Başkanı tarafından "yönetim kurulu" adına yapıldığını, siz sevgili meslektaşlarımıza ve kamuoyuna deklare ederiz.
Dolayısıyla, Anayasa değişikliğine dair Mersin Baro Başkanı tarafından yapılan açıklamanın tarafımızı bağlamadığını beyan ederiz.
Haberdar edilmediğimiz ve tarafımızı bağlamayan, Mersin Barosu Başkanı Av.Ali ER tarafından açıklanan metinde, Anayasa değişikliği konusunda gerek meslektaşlarımızca, gerekse de bizlerce, Baronun görüş bildirme görevinin hatırlatılmasına karşılık “susmamız asaletimizdendir” şeklinde bir beyanda bulunulmuştur.
Ancak, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu' nun 76/1 fıkrasında; "Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır." hükmü yer almaktadır.
Aynı Yasanın 110.maddesinde ise TBB ‘ nin görevleri sıralanmış, kanunların memleket ihtiyaçlarına uygun olarak gelişmesi ve yürütülmesi yolunda dileklerde, yayınlarda bulunmak, gerekirse ön tasarılar hazırlamak da bu görevler arasında sayılmıştır. Bu açık yasa hükümleri karşısında gerek Baroların gerekse de Türkiye Barolar Birliği’ nin bu konuda görüş bildirmesinin ve milletimizi aydınlatmasının asli görevlerinden olduğunu beyan ederiz.
Görevimizin yerine getirilmesi, siyasi bir içerik taşımaksızın, Anayasa değişikliği konusunda hukuki ve mesleki açıdan bir değerlendirme yapılması ve Baromuzun Anayasa değişikliği konusundaki “HUKUKİ” ve “MESLEKİ” görüşlerinin kamuoyuna ve meslektaşlarımıza sunulması, mesleki yönden öngörülen sakıncaların paylaşılması konusunda yönetim kurulu toplantılarında defalarca dile getirilen önerilerimiz, baro başkanı tarafından yine kendisinin belirttiği üzere sessiz kalmak suretiyle engellenmiştir. Şimdi ise, haberdar edilmediğimiz ve tarafımızı bağlamayan bu açıklama ile “BARONUN GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEDİĞİ – GETİRMEYECEĞİ” deklare edilmiş, yasadan doğan görevini yerine getiren Türkiye Barolar Birliği ise mesnetsiz olarak eleştirilmiştir.
Anayasa değişikliği paketi Mahkemelerin HSK dışında, HSK Başkanını da atayan başkana tam bağımlı olması sonucunu doğurmaktadır. Bu şu demektir :
Avukatlık; sanatsal beceriyle icra edilen ve hukuk bilgisiyle haklı davanın hakime anlatılması demek olan bir meslektir. Anayasa değişikliğinin kabulü durumunda, HSK üyelerini doğrudan ve dolaylı olarak Devlet Başkanı belirleyecek, bu suretle mahkeme hakiminin üzerinde, HSK dışında aynı zamanda iktidar partisi genel başkanı olacak olan Devlet Başkanı da adeta bir amir pozisyonunda olacaktır. Bir hakimin Devlet Başkanına (siyasi parti genel başkanına) bağlanması, mahkeme ve görülen davalarda esas alınması gereken “haklı – haksız” kavramları yerine “tanıdığı olan kazanır ilkesizliğini” getirecektir. Yani avukatların yerini iktidar partisi genel başkanı ve onun il ve ilçelerdeki parti temsilcilerini tanıyan iş takipçileri alacaktır.
Bu sebeple söz konusu Anayasa değişiklik paketindeki maddelerden sadece birinin dahi mesleğimizi yok edeceği son derece açıktır. Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimi konusundaki yargı bağımsızlığını yok edecek olan değişiklikler ise hukuk devleti ilkesine karşıttır. Bu konuda ayrıntılı değerlendirmelerin Mersin Baromuz tarafından yapılacağını ve kamuoyuyla paylaşılacağını duyururuz. Bu konuda toplumu bilgilendirmek, bizim kanuna ve mesleğe başlarken ettiğimiz yemine dayanan görevimizdir.
Bu görevi yerine getirmek yerine sessiz kalmayı tercih eden ve bu sessizliği de asaletinden sayan Sayın Baro Başkanı, bir de sorumluluk ve görevini yerine getiren Türkiye Barolar Birliği’ne görevini yerine getirdiği için eleştiri yöneltmesi kabul edilemezdir.
Diğer taraftan Sayın Başkanın; 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününde, kadın meslektaşına yönelik uyguladığı, hiçbir mazeretle açıklanamayacak olan itmek suretiyle kürsüden uzaklaştırmak şeklindeki fiziksel eylemini ve bunun akabinde bu hareketini haklı gösterebilmek için siyasete sığınmaya çalışmasını da kabul etmiyoruz. Değişik mecralarca, istifa mektubunu okumak isteyen meslektaşımızın, provokatör, terör propagandacısı olarak tanıtılması ve baro başkanın bu faaliyetleri destekler mahiyette sosyal medya üzerinden ve diğer yollarla eylemlerde bulunması da kabul edilemezdir. Baro başkanını sağduyulu davranmaya davet ediyor, görevini ve sorumluluğunu hatırlatıyoruz.
Maalesef Sayın Baro Başkanı, bu hareketleriyle tüm kamuoyu nezdinde Mersin Barosunun itibarının zedelenmesine neden olmuştur, bu nedenle kendilerinden özür bekliyoruz.
Kamuoyuna ve Sayın Meslektaşlarımıza saygıyla duyurulur.
Av. Gürhan DÖLEK - Mersin Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Silifke Baro Temsilcisi
Av. Cihan ÖKTEM - Mersin Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarsus Baro Temsilcisi
Av. Rafet ÖZER - Mersin Barosu Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Ece KOVAN DEMİRTAŞ - Mersin Barosu Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Mehmet Zeki DEMİR - Mersin Barosu Yönetim Kurulu Üyesi