Akdeniz Haberler
2015-12-24 12:52:29

Turizm Sektörü

Seyit Güzel

24 Aralık 2015, 12:52

Doğu Akdeniz Bölgesinin Turizm Sektöründeki Alternatifleri ve Kaybolan Değerleri

 

Yaz aylarının dayanılmaz sıcağından bunalan Anadolu insanlarının bulunduğu noktalardan en yakın sahil şeridine, güneye indiği ve ilk fırsatta kendilerini Akdeniz’in mas mavi serin sularına bıraktığı ortamları yaşıyoruz. Ramazan Bayramıyla beraber tüm sahil bölgeleri doldu taştı. Akdeniz sahil bandın da bekli de en şanslı ve de alternatifli tatil imkanı olan Silifke bölgesidir, işte bu yüzden Silifke’nin susanoğlu mahallesi denizi ve kumuyla, halka açık kilometrelerce sahiliyle, sığ denizi, yapraklı koyuyla, ünlü turizm cennetinden yazıyorum sizlere.

 

TURİZİM de Dünyaya açılan pencere olması gereken Susanoğlu yirmi yıla yakın belediyelik olarak yönetilmiş ve değişen bütün şehir yasasıyla Silifke’nin mahallesi konumuna düşmüştür. Kış aylarında nüfusu ortalama on beş bini geçmeyen susanoğlu mahallesi yaz aylarında iki yüz bin insanı istihdam etmesi dolayısıyla hizmetleri zaman zaman zora soksa da, böyle güzel cennet köşelerine bile kimsenin hizmet götürüp de ekonomiye katkı sağlama gibi bir dertleri olduğunu sanmıyorum. Anadolu kentlerinden akın akın en yakın ve halka açık sahili olan özellikle çocuklar ve yaşlıların, yüzmeyi iyi bilemeyen insanların ilgi odağı olan sığ deniziyle temiz mas mavi suları gizemli yapraklı koyu, insanların deniz özlemini gidermektedir. Bölgemiz denizinin ve susanoğlu sahilinin temiz kalması için, tatilcilerinde temiz kullanmasını arzuluyoruz.

 

SİLİFKE mizin tarihiyle, doğasıyla, Göksu vadisinin doyulmaz manzaralarıyla, rafting sporlarıyla, kalesi, Ayatekla, müzesi, tarih kokan Uzuncaburç harabeleriyle, Paslı kalesiyle, cennet cehennem astım mağaralarıyla, kızıl geçit aksuvat deresinden, bölgeye verdiği oksijen, balık çiftliklerinin insanlara sunduğu damak tadını, doyulmaz doğa manzaraları, bin bir çeşit şifalı bitki örtüsüyle,yaylalarında sevdaların yaşandığı, kekik kokulu, al yazmalı güzel insanların yaşamının ve Türkmenlerin, Yörük kültürlerinin halen hüküm sürdüğü bölgelerdir buralar.

 

Silifke’nin yoğurdu, uluslararası yarışmalarda dereceler alan halk oyunları ekipleri, türküleri, özlemleri, ovasında Türkiye’yi besleyen yılda birkaç defa ürün alınan verimli arazileri, çileği, eriği, limonu, zeytini ,narı, harnupu(keçi boynuzu) Göksu nehrinin denizle buluştuğu ovada yengeçlerin zevk ile yendiği, karettaların zaman zaman misafirliğe geldiği kesintisiz, kilometrelerce kumsala, sahile uğramaları ve bazılarının ölmeden edemediği susanoğlu, arkum, taşucu interlantında insan doyumsuzluğu yaşıyor.

 

Tarihiyle doğasıyla, yaylasıyla, denizi ve eşsiz kumsalıyla anlatmakla değil gelip görüp yaşamakla anlaşılabilecek bir bölgemizin ne yazık ki hak ettiği yere gelemediğini görüyoruz. Her türlü Turizmin yapılabileceği ve her çeşit enstrümanların kullanılabileceği olağan üstünlüğü değerlendirememek en büyük handikaplardan biri olmuştur. Girişimcilerin özellikle son yıllarda susanoğlunda turizmle alakalı konaklama alanında yaptıkları yatırımlar sonucu apartlar, oteller, benzeri küçük işletmeler bölgenin tanıtılmasına turist potansiyelinin yükselmesine sebep olmuştur. Öncelikle Atakent mahallesinde Mersin Büyük Şehir Belediyesi ve Silifke Belediyesi’nin görev alanlarına düşen sorumlulukları acilen yerine getirmeleri gerekmektedir. Sahil bandında milli emlak’a ait olan bölümlerin ihalesinin yapılması şart olmuştur. Turizmin çeşitlilik ve daha da kaliteli, etkin hale gelmesi için Turizm Bakanlığı’nın ilgili birimlerinin üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeleri gerekir. Bu memlekette Turizm sezonunu uzun tutmak ve de çeşitlendirmek öncelikle ilgili bakanlığın ve alt birimlerinin görevleridir. Yeterince çaba sarf edilirse sezon biraz daha uzun olur. Ayrıca turizmde çok çeşitlilik ile daha cazip hale gelir. Bölge insanı elindeki değerleri bırakıp da batı Akdeniz gibi bölgelere itibar göstermezler. Bütün bunların gerçekleşmesinin tek yolu bölgede aşağıdaki sayacağımız kişi ve kurumların acilen bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunarak, yardımlaşarak soruna çözüm bulmaları gerekmektedir. Yatırımcılar, ticaret ve sanayiciler, meslek odaları, özel ve tüzel kuruluşlar, yerel yönetimler, muhtarlar ve bu işlerden ekmek yiyen her ferdin çaba sarf etmesi, fikir üretmesi, taleplerini ısrarla dile getirmesi lazımdır. Aksi halde bu güne kadar geçen boşa zaman bundan sonra da akıp gidecektir. Bölge halkının hak ettiği yere gelebilmesi için mücadele etmesi dileğiyle esen kalın.

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.