MERÇED, MEDCEM’den açık oturum istedi

MERÇED üyeleri, “Sanki Çimento değil de, gül bahçesi yapıyorlar”

MERÇED, MEDCEM’den açık oturum istedi

MERÇED’liler  MEDCEM yetkililerini açık oturuma davet etti.

Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED)  Silifke ve Taşucu Temsilcileri ve dernek üyelerinden basın açıklaması. Silifke Basınıyla kahvaltılı bir toplantı da buluşan MERCED Üyeleri, son günlerde Medcem yetkililer tarafından yapılan basın açıklamalarına tepki göstererek, “Çimento fabrikası değil de gül bahçesi yapılıyormuş havası yarattılar. Biz termik santralin yapılmayacağını biliyoruz.  Biz 2. Çimento fabrikasını istemiyoruz. Bu nedenle termiğe de çimentoya da karşıyız” diyerek bir basın açıklamasında bulundular.

Mersin Çevre ve Doğa Derneği Silifke Temsilcisi Av. Ayşe Doğan, Medcem yetkililerin basın aracılığıyla halkı kandırdıklarını iddia etti.

Kendilerini fabrikaya davet eden Medcem yetkililerine , ‘basınında bulunduğu uygun bir ortamda bir araya gelme talebinde bulunmayı öneren Av. Doğan,  eksik ve yalan anlatılanların doğrusunu anlatmalarını isteyeceklerini söyledi.

 Av. Doğan tarafından yapılan basın açıklamasında şunlar yer aldı: “Ülkemizde sayıları gittikçe artan ve kuruluş yerleri itibariyle insan ve çevre sağlığını tehdit eden çimento fabrikalarının zararlarını görebilmek için kahin olmaya gerek yoktur.  Çimento  fabrikaları,fiziksel kirliliğin yanında , çevreye salgıladıkları zehirli baca gazları ve partiküller nedeniyle direk insan sağlığına  olumsuz etki etmekte, tarım arazilerine ve  yeraltı  sularına olan zararlı etkileri  ile de  geri dönüşü olmayan ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Ekonomik kalkınma dışında her şeye kör olan, odağında sadece kar olan politikalar yeni çimento fabrikaları yapmaya ve kurulu çimento fabrikalarının da yakma kapasitelerini artırmaya çalışmaktadır.  Toplam çimento kapasitesi 2013 yılında 107,4 milyon ton olan Türkiye’de çimento üretiminde kapasite fazlalığı vardır.  Türkiye; gereksiniminden fazla çimento üreten, kapasite fazlası olan ve buna karşın daha çok üretmek, ürününü ihraç  edebilmek için yeni fabrikalar kurmaya çalışmaktadır. Türkiye’nin yeni çimento fabrikalarına ya da fabrikaların yakma ünitelerinde kapasite  artırımına gereksinimi olmadığı  ve  çimento üretiminin çevre ve insan sağlığını  bozduğu bilindiği halde ihraç etmek için seçilmesindeki tek amaç : para para paradır. İnsanoğlu; Son ağaç kesildiğinde, son nehir kuruduğunda, son balık avlandığında paranın yenmediğini anlayacaktır. Şimdi ise ; Eren Holdinge ait Medcem Madencilik ve Yapı Malzemeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından; Mersin İli, Silifke İlçesi, Akdere Mahallesi Mevkii’nde “Akdere Klinker Üretimi ve Çimento Öğütme-Paketleme Tesisi Kapasite Artışı (2. Üretim Hattı İlavesi)” adı altında bir proje gerçekleştirilmek istenmektedir. Her ne kadar bu proje için 2.üretim hattı ilavesi denilmekte ise de, yapılmak istenen ikinci çimento fabrikasıdır. Zaten başlangıçta  proje iki adet çimento fabrikası olarak planlanmıştır. Akdere’de  faaliyet gösteren MEDCEM Çimento Fabrikası Temmuz 2015’de devreye alınmış bir tesistir ve bu fabrika mevcut hali ile Türkiye ve Avrupa’ nın en büyük çimento fabrikasıdır.Şirket yetkilisi tarafından ; “Üretilen klinker ve çimento, Eren Holdinge ait  Yeşilovacık Liman İşletmeleri A.Ş. tarafından yapılanMedcem Port limanından değişik ülkelere ihracat edilmektedir. Yüksek ürün kalitesi, gelişen pazarlara kolay ulaşım avantajı, maliyet avantajı ile Medcem Çimento global pazarın önemli bir oyuncusu pozisyonundadır.” denilmiştir.  Böylece MEDCEM A.Ş. ,Türkiye’nin ihtiyacı olmayan çimentoyu, Akdere’ de ki Avrupa’nın en büyük çimento fabrikasında üreterek ihraç etmekte ,kendi deyimi ile global pazarın önemli bir oyuncusu pozisyonuna gelmekte, ancak bununla yetinmeyerek biraz daha para kazanma amacı ile 2.çimento fabrikasını yapmak istemekte ve yöre halkının bu projeye karşı çıkması üzerine yaptığı basın açıklamasında ;    “Yeşilovacık limanına ağır tonajlı gemilerle Afrika’dan getirilen kömürün  kamyonlarla fabrika sahasına taşınmasında ve  bu kömürün çimento fabrikasında yakıt olarak  kullanılmasında çevreye, doğaya,insana zararı yoktur ,bizimde çocuklarımız var,çocuklarımıza yaşanabilir bir çevre bırakmak insanlık görevimiz ,biz zaten termik santral yapmayacağız “ demiş ve bu basın açıklamasına katılan Silifke’nin yerel basını ,”MEDCEM A.Ş. adına bu açıklamayı yapan yetkililerin sözüne güvenilir olduğunu,söz verdilerse termik santral yapılmayacağına inanılması gerektiğini,zaten mevcut bir çimento fabrikası bulunduğunu,2.sine de karşı çıkmanın yersiz olduğunu,çimento fabrikalarının zararlı olmadığını ,önemli olanın termik santral yaptırmamak olduğu “ anlamına gelen değerlendirmeler yapmış ise de; Eren Holding bünyesinde faaliyet gösteren; Medcem Madencilik ve Yapı Malzemeleri San. ve Tic. A.Ş.   çimento fabrikası yapım işini üstlenen firma olup, bu firmanın zaten termik santral projesi bulunmamaktadır.

Termik santral yapımının, Eren Holding bünyesinde bulunan METES  A.Ş tarafından  gerçekleştirilmesi planlanmıştır.Metes A.Ş  Akdere’de ,çimento fabrikası sahasına bitişik bir alanda yapımını planladığı termik santral için ,gerekli plan çalışmasını tamamlamış,bu yer imar planında sanayi alanı olarak işaretlenmiş ve termik santralin ÇED raporu hazırlanarak onaydan geçirilmiştir. Eren Holdinge bağlı bir şirket olup, amacı çimento fabrikası yapmak  olan MEDCEM A.Ş. yetkililerinin ,tüm yasal sürecini tamamlamış olan METES termik santrali için “ biz zaten termik santral yapmayacağız” gibi bir söylemde bulunması  itibar edilecek bir söz değildir.Zira hem yetkili olmadıkları ve kendi faaliyet alanında olmayan bir konuda açıklamada bulunmakta olmaları yanında,tüm yasal sürecini tamamlamış bir sanayi yatırımı için sözle vazgeçme diye bir şey olmayacağı ,bununda güvenilir bir yanının bulunmadığı açıktır. Gerçekten Eren Holding Akdere Termik santral yapımından vazgeçmiş ise; Holding Yönetim Kurulunun termik santral projesinden vazgeçtiğine ilişkin alınmış karar,termik santral ÇED  işleminin idari yoldan iptal edildiğine ilişkin işlem ve termik santral yapılacak alanın planda sanayi alanından çıkartılıp tarım yada turizm alanı olarak işaretlendiğini gösteren belgenin  kamuoyunun bilgisine sunulması gerekmektedir. Aksi halde, termik santral yapmaktan vazgeçme söylemi, sadece çimento fabrikasına yönelik direnci kırmak için ortaya atılmış boş bir sözden ibaret kalacaktır. Turizm bölgesi ilan edilen , eşsiz koyları,tertemiz denizi ile dünyanın cenneti diyebileceğimiz   ve uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış deltaların yer aldığı, carettaların, fokların üreme merkezlerinin ve yaban keçilerinin doğal yaşam alanlarının bulunduğu  ,bizlerin doğup büyüdüğü ,içinde yaşadığımız Doğu Akdeniz ‘de, her türlü kirli teknoloji yatırımına ,nükleer santral ve termik santrale ,çevreye ve insan sağlığına verdiği zararlarla termik santrallerden geri kalmayan   çimento fabrikası yapımına  karşıyız Yeşilovacık İşletmeleri A.Ş tarafından, Yeşilovacık koyuna yapılan ve masmavi suları,pırıl pırıl sahili ile bir cennet köşesi olan Yeşilovacık sahilinin  Afrika’dan getirilen kömür ile  karartan yatırım yerine ,bir turizm yatırımı yapılması halinde ,doğanın bozulmaması bir yana,çimento fabrikasının vaad ettiği işçi sayınının 10 katı insana istihdam olanağı sağlanacağını,kömürle yanmanın bizim kaderimiz olmadığını,şirketlerin para hırsı yüzünden geleceğimizin karartılmasına asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha yüksek sesle tüm kamuoyuna ve basına açıklamak isteriz. 2.çimento fabrikası yapımına karşıyız, çünkü; Çimento fabrikalarının en önemli çevresel etkisi “hava kirliliğidir.” Çimento fabrikalarının bu kirletici özelliği, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’nde de yer almaktadır. Yönetmelikte çimento fabrikaları “kirletici vasfı yüksek tesisler” kapsamında değerlendirilmiştir (Çevre ve Orman Bakanlığı, 2009). Hava kirliliği, Uluslararası Kanser Araştırma  Ajansı (IARC) tarafından 2013 yılında, kansere neden olan etmenler listesine alınmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hava kirliliğinin akciğer kanserine yol açtığını ve mesane kanseri riskini artırdığını bildirmektedir.  Hava kirliliğinin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi en yetkili kurumlar tarafından açıklanmış ve çimento fabrikaları kirletici vasfı yüksek tesisler olarak yönetmeliklerde yer almış iken; Günümüzde ihtiyacın üzerinde çimento üretilmesi ve gittikçe artan miktarda ihracat yapılmasının yanı sıra yeni çimento fabrikaları kurma uğraşı ,şirketlerin daha çok para kazanma hırsına çevre ve insan sağlığını feda  etmekten başka bir şey değildir.  Oysa ki; Asıl olanın, insan ve çevre  sağlığı ile insanın  refahı olduğu  unutulmamalıdır. Çimento fabrikalarının yarattığı sorun bilimsel olarak netleşmiş ve kabullenilmiştir. Bu nedenledir ki,insan yaşamının olduğu yerlerde ve tarım alanlarında  çimento fabrikaları kurulmasının hatalı bir tercih olduğu , çimento fabrikalarının kurulumunda yada kapasite artırımlarında ÇED’e ek olarak Sağlık Etki  Değerlendirilmesinin (SED) yapılması gerekmektedir. Çimento fabrikasında enerji genellikle fosil ve atık yakıtlardan sağlanır. Bu nedenle çimento üretimi, fosil ve alternatif yakıt olarak sunulan atıkların yakılmasıyla oluşan tüm olumsuzlukları da içerir.

Çimento üretiminin her aşamasında farklı kirleticiler ortaya çıkar. Doğadan hammaddenin  çıkarılması, taşınması ve üretim sürecinde gereken enerjinin üretilmesi ve ürün olarak çimentonun elde edilmesi aşamaları kirleticidir. DSÖ; en önemli çevresel risk olarak tanımladığı hava kirliliği ile ilişkili olarak 2012 yılında 7 milyon erken ölüm (her sekiz ölümden biri) olduğunu bildirmiştir. Çok sayıda bilimsel çalışma hava kirliliği ile hastalanma ve ölüm arasındaki ilişkiyi göstermiştir. Hava kirliliği insan sağlığını olumsuz etkilemekle kalmayıp tüm canlıları ve ekosistemi de olumsuz etkileyerek yaşamı tehdit eder. Çimento fabrikalarının ise hava kirliliğine katkısı büyüktür. Yaşamı tehdit eden iklim değişikliğine yol açan etmenlerin başında gelen karbondioksit (CO2) çimento üretiminde yoğun olarak atılır. Yaklaşık her bir ton portland çimento üretiminde bir ton da CO2 açığa çıktığı hesaplanmaktadır.  Çimento fabrikası emisyonu olan sülfür oksitleri ve nitrojen oksit, su ve diğer bileşenlerle  reaksiyona girerek asidik bileşenler oluştururlar. Bu asidik bileşenler asit yağmurlarının temel bileşenidir.  Kısaca; çimento fabrikası emisyonu asit yağmurlarına neden olur. Asit yağmurları da tüm doğaya zarar vermekte, ormanların  ve tarım alanlarının yok olmasına neden olmaktadır . Toz, hava kirliliğinin önemli bileşeni olup, çok düşük düzeylerinde de sağlık sorunlarına  yol açar Çimento fabrikası emisyonu olarak bacadan  atılan kirleticiler hakim rüzgarların etkisiyle kilometrelerce uzağa taşınabilmektedir. Böylece fabrikanın bulunduğu yerden çok daha uzak yerlerde de kirlilik olabilmektedir. Bu kirlenme, fabrikanın yeri ile meteorolojik  olaylara bağlı olarak, doğal alanlar, tarım arazileri, yerleşim alanları ve  buraları besleyen yerüstü içme suyu kaynaklarında görülmektedir. Çimento fabrikalarında, fırın bacalarından salınan toz, toprağın yapısını bozmasının dışında bitkilerin büyümesini de olumsuz etkiler . Çimento fabrikası bacalarından çıkan tozun zeytin ağaçlarına olumsuz etkisi Çanakkale’de yapılan çalışmada gösterilmiştir. Buna göre; toz ile temas eden zeytin ağacı yapraklarının yapısı değişmiş, sürgün ve yaprak büyüme-gelişmesi olumsuz etkilenmiş, meyve sayısı ile gelişmesi bozularak önemli verim kaybı olmuştur. Çimento fabrika bacalarından çıkan tozun toprak ve bitkilere verdiği zararı gösteren çalışmalar fabrikaların tarım alanlarından uzakta olması gerektiğini açıkça göstermektedir. Çimento fabrikası emisyonu hava  kirliliğine, hava kirliliği de başta solunum sistemi hastalıkları olmak üzere çok sayıda hastalığa neden olmaktadır. Çok sayıda toksik bileşen içeren çimento  tozu vücuda solunum ve sindirim sistemi yoluyla alınır. Bu toksik toza uzun süreli maruz kalan sanayi çalışanları ya da fabrikaya yakın yaşayanlarda başta solunum sistemi hastalıkları olmak üzere çok sayıda hastalık görülür. Krom çevre kirliliğine neden olan çok toksik  bir elementtir. Ana kaynağı da fosil yakıt kullanılan santraller ve çimento fabrikalarıdır. Genel olarak halk kroma ağız ve cilt yoluyla, işçiler ise soluyarak maruz kalır . Uzun süreli solunması, burunda yara, bronşit, solunum fonksiyonunda azalma, zatürre, astım yapar.. Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) ve Çevre Koruma Ajansı (EPA) kromu  insanda kanser yapar  olarak tanımlamaktadır. İşçilerde krom  solunması akciğer kanserine neden olur . Kanser yapıcı etkisi düşük düzeylerde bile vardır. Bir diğer emisyon olan azot dioksit; zor nefes almaya, kronik akciğer hastalıkları ile akciğerlerde geri dönüşü olmayan yapısal değişikliklere neden olur . Çimento fabrikası emisyonları dolaşım sistemi hastalıklarına ve  kalp hastalığı sıklığında artışa neden olmaktadır. 23 Çimento fabrikası emisyonu olan dioxin ve  furanın insan sağlığı için önemli bir tehdit olduğu konusunda fikir ayrılığı yoktur. Dioksin  bağışıklık sistemi, sinir sistemi ve üreme fonksiyonlarında bozulmaya neden olmaktadır Dioksin ve furan aynı zamanda “salgı bozar” olarak bilinmektedir. Salgı bozar; doğurganlık, fetüs gelişimi, vücudun üreme ve gelişmesinden sorumlu  salgıları bozan etkenlere verilen isimdir. Yine çimento fabrikası emisyonu olan kurşun, civa, kadmiyum gibi ağır metaller de salgı bozarlar arasındadır. Çimento fabrikasına yakın yaşayanların kanlarındaki kadmiyum seviyesi fabrikaya uzak yaşayanlardan daha yüksektir  Kadmiyum Kemik erimesi, diş dökülmesi,  böbrek hastalıkları, akciğer ve prostat kanseri,sürekli baş ağrıları, baş dönmesi, mide bulantısı, kusma, uykusuzluk, astım gibi hastalıklara yol açmaktadır. Evet,bizde Şirket yetkilileri gibi,”Doğa.çocuklarımızın bize emanetidir,onlara sağlıklı bir çevre bırakmak bizim en önemli sorumluluğumuzdur “ diyor   ve Biz ,Çernobil Nükleer kazasından sonra Karadeniz’de yaşanan kanser ölümlerini,ülkemizde kurulu bulunan termik santrallerin ve çimento fabrikalarının bulunduğu bölgelerde ki  sağlık sorunlarını  hatırlatıp, “Kaliteli bir yaşam için önce çimento yada enerji değil ,sağlık gereklidir “ diyoruz. Bu Tehlikeleri Önlemek,  Yaşam hakkımızı, doğayı ve çocuklarımızın geleceğini sağlamak için herkesi  birlikte mücadele etmeye Çağırıyoruz.   Başka bir Silifke yok. Silifke için, tarım için, doğa için, sağlığımız için, sağlıklı nesiller için, üzerinde yaşadığımız bu toprağa borcumuz için direnecek ve direne direne kazanacağız.    Saraylar, saltanatlar çöker,  Kan susar,bir gün zulüm biter, Menekşeler açar üstümüzde, Bugünlerden geriye, Bir , yarına gidenler kalır,  Birde direnenler”.




Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner36